DEVAM: 18- SİLAH BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ
إِسْمَاعِيْلَ
بْنِ
سَمُرَةَ.
أنبَأَنَا
وَكِيْعٌ
عَنْ سُفْيَانَ،
عَنْ أَبِي
إِسحَق، عَنْ
أَبِي الْخَليْلِ،
عَنْ عَلِيِّ
بْنِ أَبِي
طَالِبٍ؛ قَالَ:
كَانَ
الْمُغِيْرَةُ
بْنُ
شُعْبَةَ،
إِذا غَزَا
مَعَ
الْنَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم، حَمَلَ
مَعَهُ
رِمْحَاً.
فَإَذَا
رَجَعَ طَرَحَ
رُمْحَهُ
حَتَّى
يُحْمَلَ
لَهُ،
فَقَالَ لَهُ
عَلِيٌّ:
لآَذْكُرَنَّ
ذَلِكَ
لِرَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
فَقَالَ:((لاَ
تَفْعَلْ فَإِنَّكَ
إِنْ
فَعَلْتَ
لَمْ
تَرْفَعْ ضَالَّلً)).
في الزوائد:
إسناده أَبُو
الخليل، وهو
عِبْدِ الله
بْنُ أبي
الخليل، ذكره
ابن حيان في
الثقات، وقال
البخاري: لا
يتابع عليه.
وأبو إسحاق هو
مدّلس. وقد
اختلط بآخر
عمره.
Ali bin Ebî Tâlib
(r.a.}den; Şöyle demiştir: Müğîre bin Şu'be (r.a.), Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ile beraber savaşa gittiği zaman beraberinde bir mızrak taşıyordu ve
savaştan döndüğü zaman başkası onun için taşısın diye mızrakını yere atıyordu.
Sonra Ali (bin Ebi Tâlib bir gün) kendisine dedi ki: Ben bu durumu Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e muhakkak anlatacağım. (Sonra Ali anlatınca)
Resûl-i Ekrem: «(Ey Müğîre öyle) yapma. Çünkü sen (öyle) yaparsan yere attığın
mızrak, yitik mal olarak kaldırılmaz» buyurdu.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebu'I-Halil bulunur. Bu adam, Abdullah bin
Ebi'l-Halil'dir. İbn-i Hibban onu sıkalar arasında anmıştır. Buhari de: Onun
rivayeti başka ravilerce teyid edilmemiştir, der. seneddeki ravilerden Ebu
İshak ise tedIisçidir ve ömrünün sonlarında hafızası zedelenmiştir.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisten çıkanlan hüküm şudur:
Bir kimse bir
malını bile bile yere atar ve başkası bu durumu görüp de o malı yerden
kaldırırsa, sahibine iade etmekle mükellef değildir. Çünkü o mal terkedilmiş
sayılır. Yitik mal hükmünde değildir. Bilindiği gibi yitik bir malı bulan
kimse, mal sahibini araştınp iade etmekle mükelleftir. Bu nevi mala Dalle ve
Lukata ismi verilir. Ama sahibi tarafından bilerek atılan mal terkedilmiş
sayılır. Kim onu kaldırıp götürürse kendisi için helal sayılır.