46- GANİMET MALININ
BEŞTE BİRİNİN TAKSİMİ BABI
حدّثنا
يُونُسُ بْنُ
عَبْدِ
الأَعْلى.
حدّثنا
أَيُّوبُ
سُوَيْدٍ عن
يُونُسَ بْنِ
يَزِيدَ، عنَ
ابْنِ
شِهَابٍ،
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ الْمُسَيَّبِ؛
أَنَّ جُبَيْرَ
بْنَ
مُطْعِمٍ
أخْبَرَهُ
أَنَّهُ جَاءَ
هُوَ
وَعُثْمَانُ
بْنُ
عَفَّانَ
إِلَى رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
يُكَلِّمَانِهِ
فِيمَا
قَسَمَ مِنْ
خُمُسِ
خَيْبَرَ
لِبَني
هَاشِمٍ
وَبَنِي
المُطَّلبِ.
فَقَالاَ:
قَسَمْتَ
لإِخْوَانِنَا
بَني هَاشِمٍ
وَبَنِي المُطَّلِبِ.
وَقَرَابَتُنَا
وَاحِدَةٌ! فَقَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
((إِنَّمَا
أَرى بَنِي
هَاشِمٍ
وَبَنِي المُطَّلِبِ
شَيْئاً
وَاحِداً)).
Cübeyr b|n Mu'tim
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Kendisi Osman bin Affân
(r.a.) ile beraber Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına giderek
O'nun Hayber (savaşı ganimetinin) humus hissesinden Haşim oğulları ve Muttalib
oğulları arasında taksim ettiği hisse hakkında görüşerek:
(Yâ Resûlallah!)
Sen Hâşim oğulları ve Muttalib oğulları kardeşIerimize (ganimet malından) hisse
verdln (yani bundan bize bir şey vermedin). Halbuki (onların ve bizim sana
olan) yakınlığımız birdir, dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem): «Ben Haşim oğullarını ve Muttalib oğullarını ancak bir şey olarak
görürüm,» buyurdu
AÇIKLAMA: Bu hadisi Buhari, Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Bazı
rivayetlerdeki metin uzuncadır.
Bilindiği gibi
ganimet malının beşte biri Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in emrine, dörtte biri de
mücahidlere dağıtılırdı. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in emrine tahsis edilen hisse
de Enfal süresinin 41. ayetinde belirtildiği şekilde beş kısma ayrılırdı. Bu
kısımlardan birisi Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in müslümanlığı kabul eden
yakınlarından Haşim oğullarına ve M u t t ali b oğullarına aitti.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.) Hayber savaşından elde edilen ganimet malından O'nun emrine verilen
humus,. yani beşte bir hisseden yakınlarına ait olan kısmı Haşim oğullarına ve
Muttalib oğullarına vermişti. Bunun üzerine Cübeyr bin Mut'im (r.a.) ile Osman
bin Affan (r.a.) Resül-i Ekrem (s.a.v.)'e müracaat ederek kendilerinin de O'nun
yakınlarından olduğu halde bu hisseden yararlanmadıklarını arz ettiler. Bu iki
zatın Peygamber (s.a.v.)'e olan yakınlıkları şöyledir: Peygamber (s.a.v.)'in
dördüncü dedesi Abd-ı Menaf'tır. Abd-i Menaf'ın Haşim, Muttalib, Abd-i Şems ve
Nevfel isimli dört oğlu vardı. Resul-i Ekrem (s.a.v.) Haşim'in
torunlarındandır. Hadisin ravisi Cübeyr, Nevfel'in torunlarındandır. Hadiste
sözü edilen Osman ise Abd-i Şems'in torunlarındandır. Bu iki zatın baba ve
dedelerinin isimleri şöyledir: Cübeyr bin Mut'im bin Adi bin Nevfel bin Abd-i
Menaf.
Osman bin Affan
bin Ebi'l-As bin Ümeyye bin Abd-i Şems bin Abd-i Menaf.
Bilindiği gibi
Resul-i Ekrem (s.a.v.) de bin AbdiIlah bin Abdi'l-Muttalib bin Haşim bin Abd-i
Menaf'tır. Görüldüğü gibi bu iki zat Peygamber (s.a.v.)'in dördüncü babası olan
Abd-i Menaf'ta Peygamber (s.a.v.) ile birleşiyorlar.
Abd-i Menaf'ın
oğulları Muttalib. Haşim ve Abd-i Şems'in anneleri Atika bin Mürre'dir. Abd-i
Menaf'ın diğer oğlu Nevfel'in annesi ise Vakide bint-i Adi'dir.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'e yakınlık derecesini yukarda belirttiğim Cübeyr bin Mut'im ile Osman
bin Affan; Nevfel oğulları ile Abd-i'ş-Şems oğullarının Haşim oğulları ve
Muttalib oğulları gibi Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in dördüncü dedesi Abd-i Menaf'ın
soyundan geldikleri cihetle ganimet malından Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in
yakınlarına verilen hisseden hepsinin yararlanması beklenirken bu hissenin
Haşiın oğullan ile Mu t t ali b oğullarına tahsis edilmesi hikmetini öğrenmek
üzere Peygamber (s.a.v.)'e müracaat etmişler ve Resul-i Ekrem (s.a.v.) Haşim
oğullan ile Muttalib oğullarını bir soyolarak gördÜğünü beyan buyurmuştur.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in Haşim oğullarını ve Muttalib oğullarını bir soy saymasının hikmeti
hakkında Şerhü's-Sünne'de: Kureyş kabilesi ile Beni Kinane kabilesi Muttalib ve
Haşim oğullarına karşı boykot ilan ederek Hz. Muhammed (s.a.v.) kendilerine
teslim edilmedikçe bu iki sülale ile alışveriş etmemeyi, onlara kız alıp
vermemeyi kararlaştırdılar, denilmektedir. Nevfel oğullan ile Abd-i Şems
oğulları da Peygamber (s.a.v.)'in yakınları olduğu halde onlara karşı böyle bir
boykot ilan edilmedi ve onlar Peygamber (s.a.v.)'e yardımcı olmadılar. Muttalib
oğulları ile Haşim oğullan ise İslamiyet'in ilk günlerinde bütün sıkıntılara
katlanarak Peygamber (s.a.v.) 'i savundular. Bu iki sülaleden müslüman
olmayanlar bile bu yardımı esirgemediler. Ayrıca bu iki sülale gerek cahiliyet
devrinde, gerekse İslamiyet devrinde birbirine tutkun olup yardımlaşma ve
dayanışma içinde yaşadılar, aralarında hiç bir ihtilaf çıkmadı. Daima birlik ve
beraberlik içinde kaldılar. İşte bu nedenle Peygamber (Aleyhi's-salatü
ve's-seJam) onları bir soy saymış ve ganimetten O'nun yakınlarına verilmesi
Allah tarafından emredilen hisse bunlara verilmiştir.
el-Hafız,
el-Fetih'te özetle şöyle der: Bu hadis, Peygamber (s.a.v.)'in yakınlanna tahsis
edilmiş olan ganimet hissesinin Haşim oğullarına ve Muttalib oğullarına münhasır
olduğu görüşünde bulunan Şafii ve diğerleri için bir delildir. Omer bin
Abdilaziz'e göre bu hisse Haşim oğullarına mahsustur. Zeyd bin Erkam ile Küfe
alimlerinden bir cemaat da böyle hükmetmişlerdir. Bu hadis ise Muttalib
oğullarının Haşim oğulları gibi sayıldıklarına delalet eder. Bu hadis anılan
hissenin bu iki sülaleye tahsis edilmesi sebebinin, bunların Peygamber
(s.a.v.)'e yardımcı olması ve müslümanlığı kabullenmeleri sebebiyle başlarına
gelen sıkıntı ve musibetler olduğunu belirtir. Bu hal müslümanlığı
kabullenmeyen Kureyş'İn başına gelmemişti. Hülasa Enfal süresinin 41. ayeti
ganimetten bir hissenin Peygamber (s.a.v.)'in akrabalarına verilmesini
emretmiştir. Bu akrabalık Abd-i Şems oğullarında mevcuttu. Çünkü Abd-i Şems
Peygamber (s.a.v.)'in dedesi Haşim'in ana baba bir kardeşi idi. Ana tarafından
olan akrabalık muteber sayılmadığı zaman ayni akrabalık Nevfel oğullarında da
mevcuttu. Çünkü Nevfel de Haşim'in baba bir kardeşi idi. Abd-i Şems oğulları
ile Nevfel oğullarının bu hisseden yararlandırılmamaları sebebi hakkında
değişik görüşler var: Şafiiler'e göre anılan hisseden yararlanma işi akrabalık
ile İslam'a yardımcı olma sebebine dayanırdı. Bu iki sebeb Haşim oğulları ile
Muttalib oğullarında mevcut olduğu için bunlar yararlandılar. Abd-i Şems ve
Nevfel oğulları akraba olmakla beraber yardımcı olma durumları olmadığı için
hisseden yararlanmadılar. Diğer bir kavle göre anılan hisseden yararlanma
sebebi sırf akrabalıktı. Bu sebeb, Nevfel) ve Abd-i Şems oğullarında mevcut
olmakla beraber yararlanmalanna şu engel vardı: Bunlar Haşim oğullarından
ayrılarak onlarla savaştılar. Üçüncü bir görüşe göre sözü edilen ayette
akrabalık sözü umumi ise de Sünnet, yani hadis bu sözü hususileştirmiştir. Yani
ayetteki "Zi'l-Kurba" iradesiyle yalnız Haşim oğulları ve Muttalib
oğullarının kasdedildiği Peygamber (s.a.v.)'in bu hadisi ile açıklanmıştır.