SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-MENASİK

<< 2895 >>

DEVAM: 5- HACININ (HAC İBADETİ ESNASINDA VE YOLCULUĞUNDAKİ) DUASININ FADLI (ÜSTÜNLÜĞÜ) BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. حدّثنا يَزيِدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِي سُلَيْمَانَ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَبْدِ اللهِ بْنِ صَفْوَانَ؛ قَالَ: وَكَانَتْ تَحْتَهُ ابْنَةُ أَبِي الدَّرْدَاءِ. فَأَتَاهَا فَوَجَدَ أُمَّ الدَّرْدَاءِ، وَلَمْ يَجِدْ أَبَا الدَّرْدَاءِ. فَقَالَتْ لَهُ: تُرِيدُ الْحَجَّ، الْعَامَ؟ قَالَ: نَعَمْ . قَالَتْ: فادْعُ اللهَ لَنَا بِخَيْرٍ.  فَإِنَّ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يقُولُ ((دَعْوَةُ الْمَرْءِ مُسْتَجَابَةٌ لإَخِيهِ بِظَهْرِ الْغَيْبِ. عِنْدَ رَأْسِهِ مَلَكٌ يُؤَمِّنُ عَلَى دُعَائِهِ. كُلَّمَا دَعَا لَهُ بِخَيْرٍ قَالَ: آمِينَ، وَلَكَ بِمِثْلهِ))   قَالَ: ثُمَّ خَرَجْتُ إِلَى السُّوقِ فَلَقِيتُ أَبَا الدَّرْدَاءِ. فَحَدَّثَنِي عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ ذلِكَ.

 

Ebü'd-Derdâ'nın damadı Safvân bin Abdillah bin Safvân (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Kendisi (Şam'a giderek) Ebü'd-Derdâ'nın evine varmış ve (evde) Ümmü'd-Derdâ (r.aanhâ)'yı bulmuş, Ebü'd-Derdâ (r.a.)'ı bulamamış. Ümmü'd-Derdâ kendisine: Sen bu yıl hacc'a (mı) gideceksin? demiş. Kendisi de:

 

Evet, demiş. Bunun üzerine Ümmü'd-Derdâ (r.anha) demiş ki: O halde Allah'a bizim için hayır duâ et. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «(Müslüman) kişinin (din) kardeşi için gıyabında ettiği duâ makbuldür. O kişinin baş ucunda, duasına âmin, diyen bir melek bulunur. O kişi (din) kardeşine hayır duâ ettikçe melek: Amîn, (din kardeşin için istediğin) hayrın aynı senin için de olsun, der,» buyurdu.

 

Safvân demiş ki: Sonra ben çarşıya çıktım ve Ebü'd-Derdâ'ya rastladım. O da bu hadîsin aynını Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den bana rivayet etti.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu babın ilk iki hadisi Zevaid nevindendir. Ömer (r.a.)'ın hadisine Kütüb-i Sitte'nin diğerlerinde rastlayamadım. Ümmü Derda ile Ebü Derda (r.a.)'ın hadisini Müslim de rivayet etmiştir. Ebu Davud ile Nesai de bunun birer benzerini rivayet etmişlerdir.

Bu babta rivayet olunan hadisler hac veya Umre'ye gidenlerin dualarının makbul olduğuna delalet ederler. Son hadis ise daha umumidir ve bir müslümanın din kardeşine ardında ettiği duanın makbulolduğuna delalet eder. Kişinin din kardeşine gıyabında ve ard ından dua etmekten maksad kendisi için dua edilen kişinin haberi olmadan ona dua etmektir. Çünkü bu şekilde edilen dua riya ve gösterişten daha uzak ve ihlaslı olur. Şu halde kendisi için dua edilen kimse dua edilen yerde hazır bulunsa bile onun işitmiyeceği bir gizlilik içinde edilen dua yine ardından edilen dua sayılır.

Amin sözünün manası: "Allahım bu duayı kabul eyle" demektir.

Bu ve bundan önceki hadisler müslümanları birbirlerine dua etmeye teşvik eder.

Nevevi: Eğer kişi, bir cemaat için dua ederse ayni sevab ve fazilet hasıl olur. Şayet bütün müslümanlara dua ederse yine ayni faziletin kazanılması kuvvetle muhtemeldir. Selef alimlerinin bir kısmı kendi nefisleri için dua etmek istedikleri zaman ayni duayı din kardeşi için ederlerdi. Çünkü din kardeşi için ettikleri dua makbul olur ve böylece kendileri için de bunun misli kabul olunmuş olurdu, der.