SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-MENASİK

<< 3078 >>

DEVAM: 85- MUHSAR (YANİ İHRAMA GİRDİKTEN SONRA ARAFATTA VAKFE ETMEKTEN VEYA FARZ TAVAFI ETMEKTEN MEN EDİLEN) KİMSE (HAKKINDA GELEN HADiSLER) BAB!

 

حدّثنا سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ. حدّثنا عبد الرَّزَّاقِ. أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ رَافِعٍ، مَوْلَى أُمِّ سَلاَمَةَ؛ قَالَ: سَأَلْتُ الْحَجَّاجَ بْنَ عَمْرٍو عَنْ حَبْسِ الْمُحْرِمِ؟ فَقَالَ:  قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ((مَنْ كُسِرَ أَوْ مَرِضَ أَوْ عَرِجَ، فَقَدْ حَلَّ. وَعَلَيْهِ الْحَجُّ مِنْ قَابِلٍ)). قَالَ عِكْرِمَةُ: فَحَدَّثْتُ بِهِ ابْنَ عَبَّاسٍ وَأَبَا هُرَيْرَةَ فَقَالاَ: صَدَقَ. قَالَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ: فَوَجَدْتُهُ فِي جُزْءِ هِشَامٍ صَاحِبِ الدَّسْتَوَائِيِّ. فَأَتَيْتُ بِهِ مَعْمَراً. فَقَرَأَ عَلَيَّ أَوْ قَرَأْتُ عَلَيْهِ.

 

Abdullah bin Râfi' Mevlâ Ümmü Seleme (r.anha)'den; Şöyle demiştir: Ben ihrâmlı kimsenin (farz menâsikini tamamlamaktan) men edilmesi meselesini Haccâc bin Amr (el-Ensâriy)e sordum. Bunun üzerine Haccâc şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: «(İhram'a girdikten sonra) vücûdunun bir tarafı kırılan veya hastalanan ya da topallayan kimse ihram'dan çıkabilir ve gelecek yıl haccetmekle mükellef olur.»

 

(Râvî) İkrime demiştir ki: Ben bunu İbn-i Abbâs ve Ebû Hureyre (r.a.)'e rivayet ettim. Bunlar; Haccâc doğru söylemiştir, dediler.

 

(Râvi) Abdürrezzak demiştir ki: Ben bu hadîsi Destevâi sahibi Hişâm'ın cüz'ünde buldum ve Ma'mer'e götürdüm. Ma'mer bana okudu veya ben ona okudum.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu babın ilk hadisini diğer sünen sahibIeri, Ahmed, Tahavi, Beyhaki ve Hakim de rivayet etmişler. Hakim bunun senedinin Buhari'nin şartı üzerine sahih olduğunu, Tirmizi de bunun senedinin hasen olduğunu söylemişlerdir.

 

İkinci hadis Ebu Davud ve Tirmizi tarafından da rivayet edilmiştir. Birinci hadiste, kırıklık veya topallık engelleri beyan buyurulmuştur. İkinci hadiste bunlar yanında hastalık engeli de bildirilmiştir.

 

Bu iki hadisten kasdedilen mana şöyledir: Bir kimse hac niyetiyle ihra ma girdikten sonra haccın farzlarından olan Arafat'ta vakfe veya farz tavafı ifa etmeye engelolacak şekilde vücudunun bir tarafı kırılır veya ayağı topalolur, ya da bir hastalığa tutulursa ihramdan çıkabilir. Şayet bu engel kalktıktan sonra kalan süre o yıl yeniden hac etmeye yetmezse ertesi yıl hac etmekle mükelleftir.

 

HADİSLERDEN ÇIKAN HÜKÜMLER

 

1. İhsar'ın sebebIeri vücudun bir tarafının kırılması, ayağın topallanması ve başka hastalıklardır. İbn-i Mes'ud, Zeyd bin Sabit, Ata bin Ebi Rabah, Süfyan-i Sevri ve Hanefiler böyle hükmetmişlerdir. Ahmed'den de böyle bir rivayet gelmiştir. Bunlara göre, ihramlı kişinin Ka'be'ye varmasına mani olan her şey ihsar'a sebeb olur. Bu engel, düşman, yolculuğa devam etmeye mani hastalık, nafakanın tükenmesi, tutuklanma, yolculuk esnasında kadına refakat eden kocasının veya başka mahreminin ölmesi olabilir.

 

Malik ve İshak'a göre ihsar; ancak düşmanın hacıyı alakoymasıyla olabilir. Başka engeller dolayısıyla haccı yarıda bırakmak ihsar sayılmaz, haccı kaçırmak sayılır.

 

Şafii ve Ahmed'e göre ihramlı kimse düşmandan başka bir engel nedeniyle haccın farzlarından alakonulursa, ihramdan çıkamaz. Meğer ki ihrama girdiği zaman bir engelin çıkması halinde ihramdan çıkmayı şart koşmuş ise o takdirde ihramdan çıkabilir.

 

Tekmile yazarı yukardaki bilgiyi aktardıktan sonra: Bu babtaki hadisler hastalık ve diğer engellerin de ihsar sebebi olduğuna delalet ettiği için bu görüş kuvvetli olanıdır, der.

2. Hadiste anılan nedenlerle haccını yanda bırakıp ihramdan çıkan ve engel kalktıktan sonra ayni yıl yeniden hac etmeye, zaman bulamayan bir kimse; ertesi yıl hac etmekle mükelleftir. Hanefiler'in görüşü bu merkezdedir. Hanefiler'e göre başlanılan hac nafile de olsa hüküm budur.

 

Malik, Şafii ve sahih rivayete göre Ahmed: İhsar nedeniyle haccını yanda bırakmak zorunda kalan bir kimse başlamış olduğu haccı kaza etmekle mükellef değildir. Ancak o kimsenin başladığı hac farz olan hac ise bu farz onun boynunda kalmış olduğu cihetle bu borcunu ödemekle mükelleftir. Engel kalktıktan sonra kalan süre aynı yıl içinde yeniden hac etmeye yeterli ise ve kişinin yanda bıraktığı hac farz olan hac veya vacib olan hac nevinden ise, kişi aynı yıl yeniden hac etmekle mükelleftir. Fakat başladığı hac nafile idi ise yeniden hac etmek mükellefiyeti yoktur.

 

Bu konu geniş bilgi ister. Bu itibarla fıkıh kitablarına müracaat etmek gerekir. Biz bu kısa bilgi ile yetinelim.