22- İHRAMLI KİMSE
BAŞINI YIKAYABİLİR. BABI
حدّثنا
أَبُو
مُصْعَبٍ.
حدّثنا
مَالِكُ عَنْ
زَيْدِ بْنِ
أَسْلَمَ،
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ عَبْدِ
اللهِ بْنِ
جُنَيْيٍ،
عَنْ أَبِيهِ؛
أَنَّ عَبْدَ
اللهِ بْنَ
عَبَّاسٍ
وَالْمِسْوَرَ
بْنَ
مَخْزَمَةَ
اخْتَلَفَا
بِاْلأَبْوَاءِ.
فَقَالَ عَبْدُ
اللهِ بْنُ
عَبَّاسٍ:
يَغْسِلُ
الْمُحْرِمُ
رَأْسَهُ.
وَقَالَ
الْمِسْوًرُ:
لاَ يَغْسِلُ
الْمُحْرِمُ
رَأْسَهُ.
فَأَرْسَلَنِي
ابْنُ
عَبَّاسٍ
إِلَى أَبِى
أَيُّوب الأَنْصَارِيَّ
أَسْأَلُهُ
عَنْ ذِلكَ.
فَوَجَدْتُهُ
يَغْتَسِلُ
بَيْنَ
الْقَرْنَيْنِ،
وَهُوَ يَسْتَتِرُ
بِثَوْبٍ.
فَسَلَّمْتُ
عَلَيْهِ، فَقَالَ:
مَنْ؟ هذَا؟
قُلْتُ: أَنَا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ
حُنَيْنٍ.
أَرْسَلَنيِ
إِليْكَ عَبْدُ
اللهِ بْنُ
عَبَّاسٍ،
أَسْأَلْكَ
كَيْفَ كَانَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
يَغْسِلُ رَأْسَهُ
وَهُوَ
مُحْرِمٌ؟
قَالَ،
فَوَضَعَ أَبُو
أَيُّوبَ
يَدَهُ عَلَى
الثَّوْبِ. فَطَأْطَأَهُ
حَتَّى بَدَا
لِي رَأْسُهُ.
ثُمَّ قَالَ
لإِنْسَانٍ
يَصُبُّ
عَلَيْهِ: اصْبُبْ.
فَصَبَّ
عَلَى
رَأْسِهِ.
ثُمَّ حَرَّكَ
رَأْسَهُ
بِيَدَيْهِ.
فَأَقَبَلَ
بِهِمَا
وَأَدْبَرَ.
ثُمَّ قَالَ:
هكَذا
رَأَيْتُهُ
صلى الله عليه
وسلم
يَفْعَلُ.
Abdullah bin
Huneyn'den rivayet edildiğine göre: Abdullah bin Abbas ile Misver bin Mahreme
(r.a.), Ebvâ mevkiinde (ihrâmlı kimsenin başını yıkaması hususunda) ihtilafa
düştüler. Abdullah bin Abbâs (r.a.}: İhrâmlı kimse başını yıkayabilir, dedi-
Misver (r.a.): İhrâmlı kimse başını yıkayamaz, dedi. Bu ihtilâf üzerine İbn-i
Abbâs beni meseleyi Ebü Eyyûb el-Ensâri'ye sormak üzere gönderdi. Ben Ebû
Eyyûb'u bir kuyunun iki direği arasında başını yıkamak üzere iken buldum. Ebü
Eyyûb bir elbise ile örtünüyordu. Kendisine selâm verdim. Kim o? diye sordu.
Ben: Abdullah bin Huneyn'im. Beni Abdullah bin Abbâs size gönderdi. Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihramda iken başını nasıl yıkardı? sorusunu size
arz ediyorum, dedim. Abdullah bin Huneyn demiştir ki: Bunun üzerine Ebü Eyyûb-i
Ensârî elini kendisini örten elbise üzerine koydu ve başı (tamamıyla) bana
görününceye kadar elbiseyi (başından göğsüne kadar) indirdi. Sonra üzerine su
dökmek için bekleyen adama: (su) dök diye emretti. Adam onun başına su döktü.
Sonra Ebû Eyyûb elleriyle başını oğuşturup ellerini kâh ileri kâh geri götürdü
ve daha sonra şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in böyle
yaptığını (yâni başını böylece yıkadığını) gördüm."
AÇIKLAMA: Bu hadisi Buhari. Müslim ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir.
Ebva; Mekke'ye
yakın bir köyün ismidir.
Karneyn:
Kuyunun iki tarafına dikilen direklere denilir. Bir direk de bu iki direğin
arasına uzatılır ve kuyudan su çekme işinde bundan yararlanılır.
HADİSTEN
ÇIKARILAN HÜKÜMLER:
1. İhramlı
kimse başını yıkayabilir. Cünüblükten temizlenmek için boy abdesti alması
husüsunda ise ihtilaf yoktur. Keza kadının adetten veya lohusalık halinden temizlenmesi
zamanı boy abdesti alması husüsunda da ihtilaf yoktur. Ancak ihramlı kişinin
kirden temizlenmek, serinlenmek ve benzeri maksadlarla başını yıkaması
husüsunda ihtilaf olmuştu. İbn-i Ömer (r.a.)'ın ihramlı iken yalnız ihtilam
nedeniyle yıkandığı ve başka nedenlerle yıkanmadığı rivayet olunmuştur. Malik
de ihramlının başını suya batırmasından kerahet etmiştir.
2. İhramlı kişi
başını yıkarken saç tellerinin dökülmesinden emin olduğu zaman saçlarını
oğuşturması caizdir.
Yukarıdaki iki
hüküm husüsunda Hanefiler, Şafii, Ahmed, İshak ve Cumhur ittifak halindedir.
Ömer, Cabir ve İbn-i Abbas (r.a.)'den de bu görüş rivayet olunmuştur.
3. Şer'i
meselelerde tartışmada bulunmak ve gerçeği öğrenmek için bilenlere müracaat
etmek meşrüdur. İhtilaf konusu edilen mesele hah:kında bir nassın varlığı
anlaşılınca derhalona dönülür ve nassa karşı bir görüş savunulamaz.
4. Bir hadisin
rivayetinde sıka yani güvenilir bir zatın haberi kabulolunur.
5. Boy abdcsti alacak
veya vücüdunu yıkayacak kimsenin örtünmesi gereklidir.
6. Yıkanırken
başkasının yardım etmesi meşrüdur.
7. Yıkanırken
konuşmak ve yıkanana selam vermek caizdir.
8. Şer'i bir
soru soran kimsenin iyi anlaması için verilecek cevabın uygulamalı olması
icabında tercih edilmelidir.