SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZEBAİH

<< 3184 >>

DEVAM: 9- ETİ YENEN EVCİL HAYVANLARDAN KAÇAN (VE YAKALAYIP BOĞAZINDAN KESİLMESİ MÜMKÜN OLMAYAN) IN KESİLMESİ (USÜLÜNÜN BEYANI) BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. حدّثنا وَكِيعٌ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي الْعُشَرَاءِ، عَنْ أَبِيهِ؛ قَالَ: قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ! مَا تَكُونُ الذَّكَاةُ إِلاَّ فِي الْحَلْقِ وَاللَّبَّةِ؟ قَالَ  ((لَوْ طَعَنْتَ فِي فَخِذِهَا لأَجْزَأَكَ)).

 

Ebü'l-Uşerâ'nın bahası (r.a.)'dan: Şöyle demiştir: Ben: Yâ Resûlallah, hayvanın şer'î kesimi, ancak boğazda veya lebbe (yâni boynun göğüse en yakın yerin)de (değil mi)dir? dedim. Resul i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem); «Hayvanın uyluğundan da vursan sana yeter» buyurdu.

 

Diğer tahric: Tirmizî, sayd; Ebu Davud, Dehaya; Nesaî, dahaya; Dârimî, edahi; Ahmed b. Hanbel, IV-334.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisi diğer sünen sahibIeri de rivayet etmişlerdir. Ebu Davud hadisi rivayet ettikten sonra: Bu, ancak yüksek bir yerden düşen veya kuyuya düşen, ya da kaçan (ve normal biçimde boğazlanması mümkün olmayan hayvan) hakkındadır, demiştir.

Tirmizi de bu hadisi rivayet ettikten sonra: Ahmed bin Meni'in beyanına göre Yezid bin Harün demiş ki: Bu, zarüret haline mahsustur, der. Tirmizi daha sonra: Bu, garib bir hadistir, yalnız Hammad bin Seleme'nin rivayetinden tanırız. Bu hadisten başka, Ebü'l-Uşerara'nın babası yoluyla rivayet ettiği başka hadis bilmiyoruz. Ebü'l-Uşera'nın ismi hakkında da ilim adamları ihtilM etmişlerdir. Bir kavle göre Usame bin Kıhtım, diğer bir kavle göre Yesar bin Berz, başka bir kavle göre Yesar bin Belz'dır. Onun isminin Utarid olduğu da söylenmiştir, der.

 

Ebü'l-Uşera'nın babasının Resül-i Ekrem (s.a.v.)'e söylediği sözün başında istifham hemzesi müellifimizin rivayetinde yok ise de, diğer sünenlerin rivayetlerinde mevcuttur. Bu söz bir soru ve şer'i hükmü öğrenmek mahiyetinde olduğu için diğer rivayetleri de dikkate alarak parantez içi ilavelerle kasdedilen manayı belirtmeye çalıştım.

Onun soru cümlesinde geçen "Lebbe" kelimesi boynun göğüse en yakın olan kısmıdır. Develer boğazlanırken başları ve boyunlan buradan kesilir. Yani boyunun hemen hemen tamamı baş tarafına bırakılır. Diğer hayvanlar boğazlanırken boyunun başa en yakın yerinden, alt çenenin altından kesilir ve boyunun ekserisi gövde tarafına bırakılır. Soru sahibi, kullandığı cümlede bu farklılığı dikkate almıştır.

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ

 

Yukarda da belirttiğim gibi bu hadis. nonnal biçimde boğazlanması mümkün olmayan, mesela kaçan veya başaşağı kuyuya düşen deve gibi hayvanlar hakkındadır. Şu halde boğazlama iki nevidir:

 

1. İhtiyari olan boğazlamadır. Eti yenen bir hayvanın normal boğazlama biçiminde başının kesilmesi mümkün ve güç dahilinde ise bu şekilde boğazlanması gereklidir. Başka bir tarafını yaralamak veya kesmek suretiyle öldürmek, şer'an kesim sayılmaz. Murdar sayılır ve eti yenmez.

 

2. Iztırari olan boğazlamadır. Eti yenen bir hayvanın birinci maddede belirttiğim gibi kesimine insan gücü yetmezse, vücudunun herhangi bir tarafını yaralamak suretiyle öldürmek şer' an boğazlama sayılır. Mesela !irar eden ve yakalanması mümkün olmayan bir deveyi normal biçimde boğazlamaya güç yetmeyince yaralayicı bir aletle yaralayıp öldürmek, şer'an boğazlama sayılır ve eti yenilir.

 

İkinci maddede belirttiğim gibi yaralanan bir hayvanın bu yarayla öldüğü kesinlikle bilinir veya kuvvetle muhtemel ise etini yemenin helallığı alimlerin icma'ı ile sabittir.

İkinci maddede durumu belirtilen bir hayvanı yaraladıktan sonra ele geçirdiğimizde henüz yaşıyor ise boğazından kesmemiz gerekir, aldığı yarayla ölüme terkedilmez. Fakat ele geçirdiğimizde ölmüş ise artık boğazından da ayrıca kesmemiz gerekmez.

Konu hakkında aynntılı bilgi için fıkıh kitablarına müracaat edilmelidir.