SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SAYD

<< 3238 >>

16- DABB (YANİ BİR NEVİ KELER'İN ETİNİ YEMENİN HÜKMÜNÜN BEYANI) BABI

 

Bu babta rivayet edilen hadislerin tercemesine geçmeden önce bu babın başlığında bulunan "Dabb" kelimesi ile 12. babın başlığında geçen "Vezağ" kelimesi hakkında kısa bilgi verelim.  12. babın başlığında ve hadislerinde geçen Vezağ kelimesini "Alaca keler" diye terceme ettim. Ve izah esnasında bazen de yalnız keler kelimesini kullanmakla yetindim.

Dabb da Türkçede keler diye ifade edilir. Şimdi bu iki hayvancağızın isimleri olan Vezağ ve Dabb kelimelerinin anlamı hakkında naklen açıklamada bulunalım: Kamus'un tercemesi Okyanus'ta: Vezağa: Samm-ı Ebras ismidir ki, alaca keler ve ağulu keler dedikleri-kelerdir. Dabb: Haşarattan, yani sürüngenlerden keler dedikleri hayvana denir, diye bilgi verilmiştir.

Ebu Davud'un süneninin şerhi Avnü'l-Mabiid yazarı da: Vezağ, eziyet edici, dört ayaklı küçük bir hayvandır. Samm-ı Ebras onun irileridir, der. Nevevi de ayni şeyi söyler:

Avnü'l-Mabiid yazarı Dabb kelimesinin anlamı ile ilgili olarak da : Dabb, kertenkeleye benzeyen, fakat ond,an büyük olan, dört ayaklı bir hayvancıktır. Bu hayvancağız yedi yüz yıl yaşar, hiç su içmez, kırk günde bir damla idrar yapar ve dişleri düşmez. Hatta dişlerinin hepsinin tek bir parça ve bütün halinde olduğu söylenir, der.

 

Tuhfe'de beyan edildiğine göre el-Hafız da Dabb, kertenkeleye benzeyen fakat ondan büyük olan dört ayaklı bir hayvancağızdır. Künyesi Ebu Hısı'dır. Bu hayvancağız kış,,- mevsiminde yuvasından çıkmaz. Farsça'da buna susmar denilir, der.

Yukardaki bilgilerden edinilen sonuç Vezağ ile Dabb denilen hayvancıkların birbirine benzemelerine rağmen ayrı ayrı neviden olmasıdır. Her ikisi de sürüngenler familyesindendir. Vezağ'ın eti kesinlikle yenmez. Dabb'ın etinin yenilmesi ise bazı alimlere göre helaldır, bazılarına göre mekruhtur. Bu mesele ile ilgili bilgi bu babta rivayet edilen hadislerin izahı bölümünde verilecektir.

Türkçemizde ise Vezağ'a alaca keler veya ağulu keler denilir.

Dabb'a da keler ismi verilmiştir. Vezağ'a zehirli keler de denilir, Dabb'ın kuyruğu bir çok boğumlardan oluşur.

 

Bu bab ta rivayet edilen hadisleri terceme ederken Dabb kelimesini keler diye terceme edeceğim. Ama bundan kasdedilen mana yukardaki izahın ışığında düşünülmüştür. Terceme ederken bunu başka şekilde ve özlü olarak ifade etmek güçtür.

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ حُصَيْنٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ، عَنْ ثَابِتِ بْنِ يَزِيدَ الأَنْصَارِيِّ؛ قَالَ: كُنَّا مَعَ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم. فَأَصَابَ النَّاسُ ضِبَاباً.

فَاشْتَوَوْهَا فَأَكَلُوا مِنْهَا. فَأَصَبْتُ مِنْهَا ضَبّاً فَضَوَيْتُهُ. ثُمَّ أَتَيْتُ بِهِ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم. فَأَخَذَ جَرِيدَةً فَجَعَلَ يَعُدُّ بِهَا أَصَابِعَهُ. فَقَالَ

 إِنَّ أُمَّةً مِنْ بَنِي إِسْرَائِيلَ مُسِخَتْ دَوَابَّ فِي الأَرْضِ. وَإِنِّي لاَ أَدْرِي لَعَلَّهَا هِيَ)) فَقُلْتُ: إِنَّ النَّاسَ قَدِ اشْتَوَوْهَا فَأَكَلُوهَا. فَلَمْ يَأْكُلْ وَلَمْ يَنْهَ.

 

Sabit bin Yezîd el-Ensârî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Biz (bir askerî birlik içinde) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde (bir yolculukta) bulunuyorduk. (Yolculuk esnasında) halk Dıbâb (kelerler) i yakaladılar ve kebab edip yediler. Ben de bir Dabb (keler) yakaladım ve kebab ettikten sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına götürdüm. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yaprakları soyulmuş bir hurma dalını alıp onunla kelerin parmaklarını saymaya başladı. Sonra: İsrail oğullarından bir grup yerde yürüyen dört ayaklı hayvanlar suretine çevirilmiştir. Ben gerçekten bilemeyeceğim, onların kelerler olması umulur, buyurdu. Ben: Halk bunları kebab edip yediler, dedim. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bundan) yemedi ve yasak da etmedi.

 

AÇIKLAMA:     3242’de