104- MEDİNE-İ
MÜNEVVERE'NİN FAZİLETİ, BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ
نُمَيْرٍ
وَأَبُو أُسَامَةَ،
عَنْ
عُبَيْدِ
اللهِ ابْنِ
عُمَرَ، عَنْ
خُبَيْبِ
بْنِ عَبْدِ
الرحمن، عَنْ
حَفْصِ بْنِ
عَاصِمٍ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم
((إِنَّ
الإِيمَانَ
لَيَأْرِز
إِلَى الْمَدِينَةِ،
كَمَا
تَأْرِزُ
الْحَيَّةُ
إِلَى
جُحْرِهَا)).
EbÛ Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Yılan yuvasına toplandığı gibi imân da Medine'ye
toplanır.»
AÇIKLAMA: Bu hadisi Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir, El-Hafız. el-Fetih'te
bu hadisin şerhinde şöyle der: Yani yılan kendi maişetini temin için nasıl
yuvasından çıkıp dışanya yayılır ve bir şeyonu korkuttuğu zaman yuvasına
dönerse bunun gibi, iman da Medine-i Münevvere'den etrafa yayılmış ve bununla
beraber her mü'min Nebi (s.a.v.)'e olan muhabbet ve aşkından dolayı gönlü daima
Medine-i Münevvere'ye bağlanmıştır. Bu durum Asr-ı Saadet'ten bu güne kadar
devam edegeldiği gibi bundan sonra da devam edecektir. Çünkü Resül-i Ekrem
(s.a.v.) hayatta iken mü'minler O'ndan feyiz ve ilim almak için Medine'de
toplamrlardı. O'ndan sonra. Sahabiler, Tabiiler ve bunları görenlerin
devirlerinde de müslümanlar onlardan bilgi almak ve izlerini takib etmek için
yine Medine-i Münevvere yolunu tutarlardı. Bu devirlerden sonra da müslümanlar
Nebi (s.a.v.)'in Ravza-i Mutahhara'sını ziyaret etmek. Mescid-i Nebevi'de namaz
kılmak, gerek O'ndan kalma ve gerekse sahabilerinden kalma eserleri müşahede
etmek için Medine-i Münevvere yoluna koyulurlar.
Davudi: Bu
durum Asr-ı Saadet'e, sahabiler ile tabiiler ve onları görenlerin devrine
mahsustur, der.
Kurtubi de: Bu
hadis, Medine-i Münevvere halkının mezhebinin sıhhatına, onların bid'atlardan
pak olduklarına ve uygulamalarının delil olduğuna dehilet eder. Nitekim Malik
bu belde'nin tatbikatını delil saymıştır, der.
El-Hafız daha
sonra: Kurtubi'nin dediği husus Resul-i Ekrem (s.a.v.) ile Hulefa-i Raşidin
devrine mahsustur. Sahabiler diğer memleketlere dağıldıktan ve !itneler meydana
çıktıktan sonra özellikle hicri 2. yüzyılın sonlarında ve bunu takib eden
dönemlerde görüldüğü gibi durum böyle kalmadı, der.
Tirmizi'nin
İslam garib olarak çıktı ve garib'e dönüşecekbabındaki Amr bin Avf (r.a.)'ın
rivayet ettiği ve buna benzeyen hadisin şerhinde Tuhfe yazarı el-Kari'in şöyle
dediğini söyler: Bu hadisten maksad şudur; Mü'minler, imanlarını korumak için
Medine-i Münevvere'ye sığınacaklar. Çünkü Medine-i Münevvere, iman'ın çıkıp
kuvvetlendiği anavatndır. Bu hadis İslamiyet'in zayıflıyacağı son zamandan
haber verir.