DEVAM: 17- TAVŞAN (ETİ
HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
يَزِيدُ بْنُ
هَارُونَ.
أَنْبَأَنَا دَاوُدُ
بْنُ أَبِي
هِنْدٍ عَنِ
الشَّعْبِيِّ،
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
صَفْوَانَ؛
أَنَّهُ
مَرَّ عَلَى
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم
بِأَرْنَبَيْنِ،
مُعَلِّقَهُمَا.
فَقَالَ: يَا
رَسُولَ اللهِ!
إِنِّي
أَصَبْتُ
هذَيْنِ
الأَرْنَبَيْنِ،
فَلَمْ
أَجِدْ
حَدِيدَةً
أُذَكِّيهِمَا
بِهَا.
فَذَكَّيْتُهُمَا
بِمَرْوَةٍ أَفَآكُلُّ؟
قَالَ ((كُلْ)).
Muhammed bin
Safvân (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bir kere kendisi (avlayıp
boğazladıktan sonra) astığı iki tavşanla birlikte Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) in yanından geçti de: Yâ Resulallah! Ben bu iki tavşan'ı tuttum da
onları boğazlamak için bir demir (bıçak) bulamadım. Bu nedenle hayvanları bir
merve (yânı bıçak gibi keskin, ak ve berrak bir taş parçası) ile boğazladım Ben
(bunların etini) yiyebilir miyim? dedim. O: Ye, buyurdu.
AÇIKLAMA: 3245’te