24- MİZAH (ŞAKA YAPMAK)
BABI
Müziıh: 'Açılıp ferahlanmak maksadıyla
söylenen ve kimsenin kırılıp gücenmesine yol açmayan SÖZ\) elenilir. Söylenen söz
ölçÜlü olmayıp bir kimsenin kırılıp gücenillesine sebebiyet verirse buna
Suhriyet denilir. Mizah ise ınüzah denilen sözü söylemek, şaka etmek işine
denilir.
حدّثنا
أَبُو بَكْرٍ.
حدّثنا
وَكِيعٌ عَنْ
زَمْعَةَ
بْنِ
صَالِحٍ،
عَنِ
الزُّهْرِيِّ،
عَنْ وَهْبِ
ابْنِ عَبْدِ
بْنِ
زَمْعَةَ،
عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ.
ح
وَحَدَّثَنَا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حدّثنا
وَكِيعٌ.
حدّثنا
زَمْعَةُ
بْنُ صَالِحٍ
عَنِ
الزُّهْرِيِّ،
عَنْ عَبْدِ اللهِ
بْنِ وَهْبِ
بْنِ
زَمْعَةَ،
عَنْ أُمِّ
سَلَمَةَ؛
قَالَتْ:
خَرَجَ أَبُو
بَكْرٍ فِي
تِجَارَةٍ
إِلَى
بُصْرَى.
قَبْلَ
مَوْتِ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم بِعَامٍ.
وَمَعَهُ نُعَيْمَانُ
وَسُوَيْبِطُ
بْنُ
حَرْمَلَةَ،
وَكَانَا
شَهِدَا
بَدْراً.
وَكَانَ نُعَيْمَانُ
عَلَى
الزَّادِ.
وَكَانَ
سُوَيْبِطٌ
رَجُلاً
مَزَّاحاً.
فَقَالَ
لِنُعَيْمَانَ:
أَطْعِمْني.
قَالَ: حَتَّى
يَجِيءَ
أَبُو بَكْرٍ.
قَالَ:
فَلأُغِيظَنَّكَ.
قَالَ،
فَمَرُّوا
بِقَوْمٍ.
فَقَالَ
لَهُمْ
سُوَيْبِطٌ:
تَشْتَرُونَ
مِنِّي
عَبْداً لِي؟
قَالُوا:
نَعَمْ. قَالَ:
إِنَّهُ
عَبْدٌ لَهُ
كَلاَمٌ.
وَهُوَ قَائِلٌ
لَكُمْ:
إِنِّي حُرٌّ.
فَإِنْ
كُنْتُمْ،
إِذَا قَالَ
لَكُمْ هذِهِ
الْمَقَالَةَ،
تَرَكْتُمُوهُ،
فَلاَ
تُفْسِدُوا
عَلَيَّ عَبْدِي.
قَالُوا: لاَ.
بَلْ
نَشْتَرِيهِ
مِنْكَ.
فَاشْتَرَوْهُ
مِنْهُ
بِعَشْرِ
قَلاَئِصَ.
ثُمَّ
أَتَوْهُ
فَوَضَعُوا
فِي عثنُقِهِ
عِمَامَةً،
أَوْ جَبْلاً.
فَقَالَ نُعَيْمَانُ:
إِنَّ هذَا
يَسْتَهْزِئُ
بِكُمْ.
وَإِنِّي حُرٌ،
لَسْتُ
بِعَبْدٍ.
فَقَالُوا:
قَدْ أَخْبَرَنَا
خَبَرَكَ.
فَانْطَلَقُوا
بِهِ. فَجَاءَ
أَبُو بَكْرٍ.
فَـأَخْبَرُوهُ
بِذلِكَ. قَالَ،
فَاتَّسَعَ
الْقَوْمَ.
وَرَدَّ عَلَيْهِمُ
الْقَلائِصَ.
وَأَخَذَ
نُعَيْمَانَ.
قَالَ، فَلَمَّا
قَدِمُوا
عَلَى
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم
وَأَخْبَرُوهُ.
قَالَ، فَضَحِكَ
النَّبِيُّ
صلى الله عليه
وسلم، وَأَصْحَابُهُ
مِنْهُ،
حَوْلاً.
في الزوائد:
في إسناده
زمعة بن صالح،
وهو وإن أخرج
له مسلم،
فإنما روى له
مقرونا بغيره.
وقد ضعفه أحمد
وابن معين
وغيرهما.
Ümmü Seleme
(r.anha)'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in vefatından bir yıl önce bir kere Ebû Bekir (r.a.), ticaret
maksadıyla Busra'ya gitti. Beraberinde Nuayman ve Harmala oğlu Süveybıt; (r.a.)
bulunuyordu. Bu iki zât, Bedir savaşma katılmışlardı. Nuaymân (yolculukta),
azık işine nezâret ederdi. Süveybıt da çok şakacı bir adam idi. (Yolculuk
esnasında bir ara) Nuaymân'a: Bana yemek ver, dedi. Nuaymân (ise) Ebû Bekir,
gelinceye kadar bekle, dedi. Bunun üzerine Süveybıt: (And olsun ki) Ben seni
muhakkak hiddetlendireceğim, dedi.
Râvi demiştir ki:
Sonra bunlar bir kavme uğradılar. Süveybıt o kavme: Benden bir kölemi satın
alır (mı) sınız? dedi. Onlar da: Evet, dediler. Süveybıt (bu kere onlara):
Benim (size satacağım köle), konuşkan bir köledir ve size: Ben muhakkak hür bir
kimseyim, diyecektir. O size böyle söylediği zaman eğer siz onu bırakacak
iseniz, kölemi bana karşı bozguncu ettirmeyiniz, dedi. Onlar :
Hayır. Bil-akis
biz onu senden satın alırız. dediler ve Nuayman'ı Suveybit'ten on sağlam deve
ile satın aldılar. Sonra Nuayman'ın yanına vararak boynuna bir sargı veya ip
geçirdiler. Nuayman: Şu adam sizlerle cidden alay ediyor ve ben kesinlikle hür
olup köle değilim. dedi. Fakat onlar: Senin efendin senin durumunu bize haber
verdi. diyerek onu alıp götürdüler. Sonra Ebu Bekir geldi. Orada bulunanlar
durumu ona anlattılar.
Ravi dediki:
Bunun üzerine Ebu Bekir (r.a.) adamların arkasında giderek develerini
kendilerine geri verip Nuayman'ı alıp getirdi.
Ravi dediki:
Sonra Ebu Bekir ve arkadaşları Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına
vararak ona arzedince bundan dolayı Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) güldü, sahabileri de bir yıl güldüler.
Not: Zevaid de:
Bu hadis'in isnadındaki Zem'a bin Salih'in başka ravilerce te'yid edilmiş
rivayetini Müslim almış, bununla beraber Ahmed, İbn-i Main ve başkaları onu
zayıf saymışlar.
AÇIKLAMA: 3720’de