DEVAM: 17- KERB (ÜZÜNTÜ
/ SIKINTI) ZAMANINDA OKUNACAK DUA BARI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حدّثنا وَكِيعٌ
عَنْ هِشَامٍ
صَاحِبِ
الدَّسْتَوَائِيَّ،
عَنْ
قَتَادَةَ،
عم أَبِي
الْعَالِيَةِ،
عَنِ ابْنِ
عَبَّاسٍ؛
أَنَّ
النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم كَانَ
يَقُولُ
عِنْدَ
الْكَرْبِ
((لاَ إِلهَ إِلاَّ
اللهُ
الْحَلِيمُ
الْكَرِيُم.
سُبْحَانَ
اللهِ رَبِّ
الْعَرْشِ
الْعَظِيمِ. سُبْحَانَ
اللهِ رَبِّ
السَّموَاتِ
والسَّبْعِ
وَرَبِّ
الْعَرْشِ
الْكَرِيمِ)). قَالَ
وَكيِعٌ،
مَرَّةً: لاَ
إِلهَ إِلاَّ
اللهُ. فِيها
كُلَّهَا.
İbn-i Abbas (r.a.)'dan
rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem). sıkıntı, meşakkat
olduğunda şu zikri yapardı: "LA ilahe illallahu'I-HaIimu'I-Kerim. Sübhanallahi Rabbi'l-Arşi'l¬Azim. Sübhanallahi Rabbi's-semavati's-seb'i ve Rabbi'I-Arşi'I-kerim.''
Meali: Halim,
Kerim olan Allah'tan başka ilah yoktur. Ben azametli Arş'ın Rabbı
olan Allah'ı tesbih (noksanlıklardan tenzih) ederim,
Ben yedi göğün Rabbı ve güzel Arş'ın Rabbı olan Allah'ı tesbih ederim.
Ravi Veki, bu zikrin
hepsinde "La ilahe ilIallah" kelimesini bir
defa söylemiştir."
Diğer tahric: Bu hadisi; Buhari,
Müslim, Tirmizi ve Nesai de
rivayet etmişlerdir. (zikir lafızları farklıdır)
AÇIKLAMA: Anılan zikrin kelimelerinde aşağıda belirteceğim değişiklik vardır. Buhari ve Müslim' deki rivayetlerden biri şöyledir: "La ilahe illaIlahü'I-Azimu'I-Halim. La ilahe illallahu
Rabbu'l-Arşi'I-Azim. La
ilahe illaIlahu Rabbü's-Semavati ve Rabbu'l-ardi ve Rabbu'I-Arşi'l-kerim (= Azim, HalIm olan Allah'tan başka ilah yoktur. Azametli Arşın Rabbı olan Allah'tan başka ilah yoktur. Göklerin Rabbi,
yerin Rabbi ve güzel Arşın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur)."
Tirmizi 'deki ise şöyledir: -----------------------------
''La ilahe illallahu'l-Aliyyu’l-Halim, La
ilahe illallahu Rabbi'l-Arşi'l-Azim, La ilahe illallahu Rabbi's-semavati ve'l-Ardi ve Rabbi'l-Arşi'l-Kerim.''
Manası: “Allah’tan
başka gerçek ilah yoktur o yücedir ve halîmdir.
Allah’tan başka gerçek ilah yoktur. O büyük arşın sahibidir. Allah’tan başka
gerçek ilah yoktur. Göklerin ve yerin Rabbi odur, kerim olan arşın da
rabbidir.”
---
Allah'ın
isimlerinden olan Halim: Gücü yettiği halde cezalandırmayı erteleyen, demektir.
"Kerim" ise fazlu keremiyle, yani kulun
müstahaklığı söz konusu olmadığı halde veren ikramda bulunan. demektir. "Azim" ise hiçbir şey zatına ağır ve
büyük olmayan sonsuz güç sahibi, demektir.
Kerim ve Azim
kelimeleri Arş'ın sıfatı olduğu zaman, Kerim, güzel manasına, Azim de büyük
manasına yorumlanır.
Müellifimizin
rivayeti, ravi Veki'
yoluyladır. Veki' kendi rivayetinde Tevhid kelimesinin bir defa olduğunu söylemiştir.
el- Hafız, el-Feth adlı
kitabının II. cildinin 124. sahifesinde bu hadisin izah bölümünde şu ilginç
olayı nakletmiştir. Önemine binaen buraya aktarmayı uygun gördüm.
İbn-i Battal demiştir ki; Ebu
Bekr er-Razi bana şu olayı
anlattı: Ben İsbahan'da Ebu
Nuaym yanında hadis yazardım. Orada Ebu Bekir bin Ali namında büyük bir alim
vardı. Bu zat, fetva mercii idi, yani herkes fetva için ona müracaat ederdi.
Bir ara bu muhterem zatı sultan'a şikayet ederek
aleyhinde uğraşanlar oldu. Şikayet üzerine bu zat
hapsedildi. Ebu Bekr er-iRazi sözüne devamla: Ben, Nebi (s.a.v)'i rüyada gördüm.
Cebrail (a.s.) da O'nun sağ tarafında bulunuyordu ve dudaklarını devamlı
surette tesbih ile tepretiyordu.
Nebi (s.a.v.) bana: "Ebu Bekir bin Ali'ye söyle:
Sahih-i Buhari'deki Kerb,
yani keder duasını okusun ki Allah onu sıkıntıdan kurtarsın." buyurdu. Ebu Bekir dedi ki: Ben sabaha ulaştım ve ona bu durumu
bildirdim. O da bu dwiyı okudu. Çok kısa bir zaman
içinde hapishaneden çıkarıldı.
EI-Hafız,
bundan sonra buna benzer başka olayları anlatır. Arzu edenler oraya
başvurabilirler.
TİRMİZİ RİVAYETİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN
BUHARİ HADİSİ VE İZAHI İÇİN BURAYA TIKLAYIN
MÜSLİM RİVAYETİ VE FARKLI İZAH VE HİKAYESİ
İÇİN
BURAYA TIKLAYIN