SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 3969 >>

DEVAM: 12- FİTNE (DÖNEMİN) DE DİLİ TUTMAK BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْيَةَ. حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ. حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو. حَدَّثَنِي أَبِي عَنْ أَبِيهِ عَلْقَمَةَ بْنِ وَقَّاصٍ؛ قَالَ: مرَّ بِهِ رَجُلٌ شَرَفٌ. فَقَالَ لَهُ عَلْقَمَةُ: إِنَّ لَكَ رَحِماً. وَإِنَّ لَكَ حَقّاً. وَإِنَّي رَأَيْتُكَ تَدْخُلُ عَلَى هؤْلاَءِ الأُمَرَاءِ. وَتَتَكَلَّمِ عِنْدَهُمْ بِمَا شَاءَ اللهُ أَنْ تَتَكَلَّمَ بِهِ. وَإِنِّي سَمِعْتُ بِلاَلَ بْنُ الْحَارِثِ الْمُزَنِيَّ، صَاحِبَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم، يَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم:  ((إِنَّ أَحَدِكُمْ لَيَتَكلَّمُ بَالْكَلِمَةِ مِنْ رِضْوَانِ اللهِ. مَا يَظُنُّ أَنْ تَبْلُغَ مَا بَلَغَتْ . فَبَكْتُبُ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ لَهُ رِضْوَانَهُ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ. وَأِنَّ أَحَدَكُمْ لَيَتَكلَّمُ بِالْكَلِمضةِ مِنْ سُخْطِ اللهِ. مَا يَظُنُّ أَنْ تَبْلُغَ مَا بَلَغَتْ. فَيَكْتُبُ اللهُ عَزَّ وَجَلَّ عَلَيْهِ بِهَا سُخْطَهُ إِلَى يَوْمِ يَلْقَاهُ)).

قَالَ عَلْقَمَةُ: فَانْظُرْ، وَيْحَكَ! مَاذّا تَقُولُ، وَمَاذَا تَكَلَّمُ. فَرُبَّ كَلاَمٍ، ((قَدْ)) مَنَعَنِي أَنْ أَتَكَلَّمَ بِهِ، مَا سَمِعْتُ مِنْ بِلاَل بْنِ الْحَارِثِ.

 

Alkame bin Vakkas (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Eşraftan bir adam (bir gün) kendisine uğramış ve Alkame ona: Şüphesiz senln (bana) bir yakınlığın var. Gerçekten senin (benim üzerimde) bir hakkın da vardır. Ben senin şu emirler (sınıfı) yanına girdiğini ve onlann yanında Allah'ın dilediği kadar (yani bol bol) konuştuğunu görüyorum. Halbuki ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in arkadaşı Bilal bin el-Haris el-Müzeni (r.a.)'den şu hadisi işittim: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: Şüphesiz biriniz Allah'ın hoşnud olduğu (güzel) sözlerden bir sözü ulaştığı yüce mertebeye ulaşacağını sanmayarak söyleyiverir. Allah (Azze ve Celle) de o söz'e karşılok o kimse için kıyamet'e kadar rızasını yazar (lütuf eder). şuphesiz biriniz de Allah'ın gazabına sebep olan (fena) kelimelerden bir laf'ı, ulaştığı (büyük vebal) derecesine ulaşacağını sanmayarak söyleyiverir. Allah (Azze ve Celle) de o laf'a karşılık o kimse aleyhine huzuruna çıkacağı zaman'a kadar gazabnu yazar.»

 

Alkame (adama) : Artık vay haline (Devlet adamlarıyla görüştüğünde) ne söylediğine ve ne konuştuğuna bak, iyi düşün. Çünkü nice sözler var ki Bilal bin el-Haris (r.a.)'den işittiğim hadis, beni o sözleri söylemekten (cidden) menetti, dedi.

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi Tirmizi, "Zühd" bölümünün "Az konuşma" babında rivayet etmiştir. Tuhfe yazannın beyanına göre ayrıca Nesai, Malik, Ahmed, İbni Hibban ve Hakim  de rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Tuhfe yazarının beyanına göre İbni Uyeyne: Bu hadiste beyan edilen iyi söz ve fena sözden maksad; padişah yanında söylenen sözlerdir. Allah'ın rızasına uygun söz, padişahı zulüm etmekten alakoymak için yapılan konuşmadır. Allah'ın gazabına sebeb olan söz de padişahı zulüm ve haksızlık etmeye sevkeden konuşmadır, demiştir.

 

Suyuti'nin naklen beyanına göre İbni Abdilber de; bu hadisin bu şekilde yorumlanmasına muhalefet eden kimseyi bilmiyorum, demiştir.

 

Günümüzdeki devlet sistemine göre, padişah yerine devlet adamlan ve yetkili makamlar bulunur.

Allah'ın iyi konuşmacıya kıyamete kadar rızasını yazmasını Tıybi şöyle yorumlamıştır: Allah böyle kimseyi hayırlı işlere koşmaya ve ibadetleri ifa etmeye muvaffak kılar ve böylece adam hayatı boyunca ilahi rızaya uygun yaşantısını sürdürür. Öldüğü zaman da kabir azabından korunur, kabri genişler ve kendisine: Yani evlenen kimse gibi tatlı uykuya. dal. Seni ancak çok sevdiğin sevgilinden başkası uyandırmayacak, denilir. Kıyamet günü de mutlu olarak haşredilir, Allah tarafından hazırlanmış özel gölgede gölgelenir. Sonra üstün ikramlara ve nimetlere mazhar kılınır ve nihayet bütün nimetleri geride bırakan Allah'ın cemali ve Zat-i Bari'yi görmek şerefine kavuşturulur. Fena konuşan kişi de bunun aksine dünya ve ahirette Allah'ın kalırına, gazabına ve azabına maruz kalır,