DEVAM: 20- MA'RUF'U
(YANİ DİNEN İYİ OLARAK TANINAN ŞEYLERİ) EMRETMEK VE MÜNKER'i (YANİ DİNEN FENA
SAYILAN ŞEYLERİ) MENETMEK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ حدّثنا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ نُمَيْرٍ
وَأَبُو
أُسَامَةَ
عَنْ إِسْمَاعِيلَ
ابْنِ أَبِي
خَالِدٍ،
عَنْ قَيْسِ
بْنِ أَبِي
حَازِمٍ؛
قَالَ أَبُو
بَكْرٍ فَحَمِدَ
اللهَ
وَأَثْنَى
عَلَيْهِ .
ثُمَّ قَالَ:
يَا أَيُّهَا
النَّاسُ!
إِنَّكَمْ
تَقْرَأُونَ
هذِهِ
الآْيَةَ ((5/ 105))
يَا أَيُّهَا
الَّذِين
آمَنُوا
عَلَيْكُمْ
أَنْفُسَكُمْ
لاَ يَضُرُّكُمْ
مَنْ ضَلَّ
إِذَا
اهَتَدَيْتُمْ.
وَإِنَّا
سَمِعْنَا
رَسُولَ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم،
يَقولُ: ((إِنَّ
النَّاسَ،
إِذَا
رَأَوُا الْمُنْكَرَ
لاَ
يُغَيِّرُونَهُ،
أَوْشَكَ أَنْ
يَعُمَّهُمُ
اللهُ
بِعَقَابِهِ)).
قَالَ أَبُو
أُسَامَةَ،
مَرَّةً
أُخْرَى: فَإِنِّ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم يَقُولُ.
Ebu Bekir
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre (kendisi bir gün) Allah'a hamd ve sena
ettikten sonra şöyle demiştir: Ey insanlar! Siz; "Ey iman edenler! Siz kendinize
düşene bakınız. Hidayet yolunda olduğunuz zaman sapıtan kimse size zarar
veremez." (Maide 105) ayetini okuyorsunuz (ve hükmınün genelliğini sanarak
iyiligi emretmeyi ve fenalıgı menetmeyi birakıyorsunuz). Halbuki biz Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu muhakkak işittik: Şüphesiz,
insanlar kötü bir şeyi görüp de men etmedikleri zaman Allah'ın onlara umumi bir
ceza vermesi çabuklaşır (veya yakınlaşir).
Ravi Ebu Csame bu
hadisi başka bir defa rivayet ederken Ebu Bekir (r.a.)'ın "Halbuki biz
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu muhakkak işittik"
biçimindeki sözü yerine onun: "Çünkü ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den şu buyruğu mubakkak işittim" dediğini nakletmiştir.
Diğer tahric:
Ebu Bekir (r.a.)'ın hadisini; Tirmizi, Ebu Davud, Nesai ve İbni Hibban da
rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Bu hadiste geçen Maidesuresinin 105. ayetinin
zahirine bakan bazı kimseler zannetmişler ki mu'minler kendi nefislerinden
sorumludur ve hidayet yolunu izleyince dalalete giden onlara zarar vermez.
Bunun için Ebu Bekir (r.a.) ayetin yanlış yorumlanmaması gerektiğini belirterek
kasdedilen manayı açıklayıcı hadisi rivayet etmiştir. Yani bu ayet; iyi şeyleri
emretme ve fena şeyleri menetmenin vacibliği hükmüne muhalif değildir.
Nevevi: Bu
ayet, iyi şeyleri emretme ve fena şeyleri men etmenin vacibliği hükmüne muhalif
değildir. Çünkü muhakkik alimlere göre ayetin manası şöyledir: Ey insanlar! Siz
mükellef olduğunuz görevleri tam yaptığınız zaman dışınızdakilerin kusurları
size zarar vermez. İnsanların mükellef oldukları görevlerden birisi de iyi
şeyleri emretmek ve fena şeyleri menetmektir. Mükellef bu görevini yaptığına
rağmen muhatabı itaat etmezse, mükellef olan zat Allah tarafından kınanmaz. Çünkü
görevini yapmış durumdadır, der.
Tuhfe yazarı
Nevevi'nin bu sözünü naklederken Ebu Ubeyd'in de şöyle söylediğini nakleder:
Ebu Bekr-i
Sıddik (r.a.) , halkın bu ayeti yanlış yorumlamasından ve dolayısıyle iyi
şeyleri emretme ve fena şeyleri menetme (emri bi'l-ma'ruf nehiy ani'l-münker)
görevini bırakmalarından korkarak durumu ve sağlıklı yorumu onlara
bildirmiştir. Yani müslümanların seyirci kalacakları kötülük; kendileriyle
muahede yapılmış olan gayri müslimlerin taşıdığı yanlış inanç ve ayinleridir.
Müslümanlığı kabullenmiş olan toplum içinde işlenecek günahlar ve suçlar ile
kötülükler ise, bu hükmün dışında kalır. Müslümanlardan herhangi bir kimsenin
kötülük işlemesine seyirci kalınma diye bir şey yoktur.
Müellifimiz bu
ayet için 21. babı tahsis etmiştir. Orada tekrar bu konu üzerinde
konuşulacaktır.