DEVAM: 1- DÜNYADA ZÜHD
(YANİ DÜNYAYA RAĞBET GÖSTERMEYİP ONDAN YÜZ ÇEVİRME) BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ.
حدّثنا
أَنْبَأَنَا
جَرِيرٌ عَنْ
مَنْصُورٍ،
عَنْ أَبِي
وَائِلٍ ،
عَنْ
سَمُرَةَ
ابْنِ سَهْمٍ،
رَجُلٌ مِنْ
قَوْمِهِ،
قَالَ:
نَزَلْتُ
عَلَى أَبِي
هَاشِمِ بْنِ
عُتْبَةَ،
وَهُوَ طَعِينٌ.
فَأَتَاهُ
مُعَاوِيَةُ
بَعُودُهُ.
فَبَكَى
أَبُو
هِاشِمٍ.
فَقَالَ
مُعَاوِيَةُ:
نَيُبْكِيكَ.
أيْ خَالِ!
أَوَجَعُ
يُشْئِزُكَ،
أَمْ عَلَى
الدُّنْيَا،
فَقَدْ
ذَهَبَ صَفْوُهَا؟
قَالَ: عَلَى
كُلٍّ. لاَ
وَلِكنْ رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم عَهِدَ
إِلَيَّ عَهْداً.
وَدِدْتُ
أَنِّي
كُنْتُ
تَبْعْتُهُ. قَالَ:
((إِنَّكَ
لَعَلَّكَ
تُدْرِكُ
أَمْوَالاً
تُقْسَمُ
بِيْنَ
أَقْوَامٍ.
وَإِنَّمَا
يَكْفِيكَ،
مِنْ ذلِكَ،
خَادِمٌ
وَمَرْكَبٌ
فِي سَبِيلِ
اللهِ))
فَأَدْرَكْتُ،
فَجَمَعْتُ.
Ebu Vâil (Şakîk
bin Seleme)'nin kavminden bir adam olan Semûre bin Sehm (r.a.)'den; Şöyle
demiştir: Ebu Hâşim bin Utbe (r.a.), veba hastalığına yakalanmış halde iken
yanına vardım. Biraz sonra Muâviye (bin Ebî Süfyan) (r.a.), onun ziyaretine
geldi. Ebu Hâşim bir ara ağladı. Bunun üzerine Muâviye: Seni ağlatan şey nedir?
Ey Dayım! Seni ızdırab'a sokan bir acı'mı, yoksa artık safası gitti (diye)
dünyaya düşkünlük mü? dedi. Ebu Hâşim: Onların hiç birisi için değildir. Ve
lâkin Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana bir tavsiyede bulundu,
keşke o tavsiyeye uymuş olaydım (diye hayıflanıyorum). O :
(Ey Eba Haşim!)
Senin, bâzı kavimler arasında taksim edilecek (hazîneye âit) bir takım mallara
yetişmen kuvvetle umulur. O mallardan sana ancak bir hizmetçi ve Allah yolunda
(üstünde yolculuk edeceğin) bir binek hayvanı yeter, buyurdu (idi). Sonra ben
(o mallara) yetiştim de (o tavsiye hilâfına mal) biriktirdim."
Diğer tahric:
Bu hadisi Tirmizi, Nesai ve İbni Hibban
da rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Tirmizi'nin rivayetindeki senedde Semure bin Sehm
yoktur. Olayı Ebu Vail anlatıp hadisi rivayet etmiştir. Müellifimizin senedinde
ise Ebu Vail, Semure bin Sehm aracılığıyla rivayette bulunmuştur. İbni
Hibban'ın rivayeti de böyledir. el-Münziri'nin et-Terğib ve't-Terhib'te naklen
beyanına göre İbni Mace'nin senedinde bu hadisi Semure bin Sehın, ismini
vermediği ve kendi kavmine mensub bir adamdan rivayet etmiştir. Bundan
anlaşılıyor ki Müellifimizin süneninin bazı nüshalarındaki sened bu şekildedir.
Tirmizi'nin
rivayetine göre, Nebi (s.a.v.)'ir. Ebu Haşiın bin Utbe (r.a.)'a yaptığı
tavsiye; "Mal biriktirme bakımından yalnız bir hizmetçi ve Allah yolunda
(binilecek) bir binek hayvanı sana yeter" şeklindedir. Ebu Haşim bu
tavsiyeyi rivayet ettikten sonra oradaki rivayete göre; "Halbuki ben
kendimi mal biriktirmiş olarak görüyorum (veya kendimi böyle biliyorum)"
demiştir.!
Tuhfe yazarı
ile el-Münziri'nin beyanlarına göre Rezin'in rivayetinde şu ilave vardır;
"Ebu Haşim (r.a.) vefat edince geriye bıraktığı mal tesbit edildi. Toplamı
otuz dirheme ulaştı. Hamur yoğurmak ve yemek yemek için kullandığı çanak bu
meblağa dahildi."
Hadiste geçen
"Tain" Talın, yani veba hastalığına yakalanan demektir. Mat'ün da
aynı manayı ifade eder. İbni Hibban'ın rivayetinde Mat'ün kelimesi
kullanılmıştır.
İş'az: Iztırap
veren, kıvrandıran demektir. Bu kelime "Şe'z" kökünden alınmadır.
Şe'z'ın asıl manası sert ve çok taşlı arazidir.