SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZÜHD

<< 4174 >>

DEVAM: 16- KİBİRDEN UZAK DtJRMAK VE TEVAZU BABI

 

حدّثنا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيَّ، حدّثنا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ، عَنِ الأَغَرِّ، أَبِي مُسْلِمٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم:

 ((يَقُولُ اللهُ سُبْحَانَهُ: الْكِبْرِيَاءُ رِدَائِي وَالْعَظَمَةُ إِزَارِي. مَنْ نَازَعَنِي وَاحِداً مِنْهُمَا. أَلْقَيْتُهُ فِي جَهَنَّمَ)).

 

Ebu Hureyre (r. a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Allah Sübhânehu buyuruyor ki: Büyüklük ve azamet bana mahsus sıfatlarımdır. Kim bu iki sıfattan birisinde (bile) benimle nidalaşırsa (yâni bu sıfatları kısmen de olsa takınmaya kalkışırsa) o kimseyi cehenneme atarım.

 

 

Diğer tahric: Bu hadIsi Ebu Davud, Kitabü'l-Libas'ta "Kibir hakkında gelen hadisler babı"nda rivayet etmiştir. İbni Hibban da bu hadisi rivayet etmiş, ayrıca Müslim bunun benzerini Ebu Hureyre (r.a.) ile Ebu Said-i Hudri (r.a.)'ın hadisi olarak rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:

 

Rida: Bedenin belden yukarı kısmı için kullanılan elbisedir. İzar da bedenin belden aşağı kısmı için kullanılan elbisedir. Allah Teaıa. bu hadiste "Kibriya benim rida'ımdır ve azamet benim izarımdır" buyurmaktadır. Tabiki Allah Teala giysiden münezzehtir. O'nun hakkında böyle bir şey de düşünülemez. Çünkü 0, bir cisim değildir. Avnü'l-Mabfıd yazarının beyanına göre Hattabi bu cümleyi açıklarken özetle şöyle demiştir:

 

Bu cümlelerin manası şudur: Kibriya, yani büyüklük ve azamet Allah Sübhanehu'ya mahsus iki sıfattır. Hiç bir kimse bu iki sıfatta Allah'a ortak olamaz ve hiç bir yaratığa bu sıfatları takınmaya kalkışması yakışmaz. Çünkü yaratığın şaşmaz ve kaçınılmaz sıfatı alçak gönüllülük ve küçüklüktür. Rida ve İzar denilen giysi bir misal olarak kullanılmıştır. Yani bir insanın üstündeki elbiseye aynı anda bir başkasının bürünmesi, böylece ortak olması nasıl düşünülemiyor ise Allah'a mahsus bu iki sıfatta başka bir varlığın ortaklık taslaması da düşünülemez.

 

Sindi de bu hadisin izahında özetle şöyle der: Hadisten maksad şudur: Bir insanın elbisesine başkasının ortak olması nasıl düşünülmüyorsa, Allah'ın bu iki sıfatına da başkasının ortak olması, bu sıfatların başkası hakkında kullanılması veya başkasının bu sıfatları taşıması düşünülemez. Bilindiği gibi Allah'ın Rahmet ve Kerem sıfatları mecazi anlamda başkaları hakkında kullanılabilir. Mesela falan adam merhametlidir, filan kişi kerem sahibidir, denilir. Fakat Kibriya ve Azamet sıfatları böyle değildir. Mecazi anlamda da olsa başkaları bu sıfatları takınamaz. Hadisin zahirine göre Kibriya ve Azamet kelimelerinin manaları arasında bir fark vardır. Bu iki kelimenin manaları arasında bir farkın olmadığı lügat kitabIarından anlaşılmaktadır. Bu itibarla bu kelimelerin manaları arasında bir farkın bulunup bulunmadığı hususunda ilim adamlarının bazısı duraklamış, bir şey söylememeyi ve görüş beyan etmemeyi tercih etmiştir. Diğer bir kısım alimler şu farkın bulunduğunu söylemişlerdir:

Kibriya: Allah Teala'nın büyüklüğü yaratıklar tarafından takdir edilsin edilmesin, bilinsin veya bilinmesin O'nun haddi zatında büyük olmasıdır. Azamet ise yaratıkların O'nun büyüklüğünü takdir ve kabul etmiş olmasıdır. Bu duruma göre Kibriya, zati bir sıfat mahiyetindedir, izafi değildir ve Azamet sıfatından daha yüksektir. Çünkü Azamet sıfatı izafidir, yani yaratıkların takdir ve kabulü ile ilgisi bulunan bir sıfattır. Bu nedenledir ki Kibriya, bedenin üst kısmına giyilen rida'ya benzetilmiş, Azamet de bedenin alt kısmını örten İzar'a benzetilmiştir.

 

EBU DAVUD HADİSİ VE İZAH İÇİN TIKLA