DEVAM: 16- KİBİRDEN
UZAK DtJRMAK VE TEVAZU BABI
حدّثنا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ سَعِيدٍ
وَهَارُونُ
بْنُ
إِسْحَاق؛
قَالاَ:
حدّثنا
عَبْدُ الرَّحْمنِ
الْمُحَارِبِيُّ
عَنْ عَطَاءِ بْنِ
السَّائِبِ،
عَنْ سَعِيدٍ
بْنِ
جُبَيْرٍ،
عَنِ ابْنِ
عَبَّاسٍ؛ قَالَ:
قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم: ((يُقُولُ
اللهُ
سُبْحَانَهُ:
الْكِبْرِيَاءُ
رِدَائِي
وَالْعَظَمَةُ
إِزَارِي.
مَنْ
نَازَعَنِي
وَاحِداً
مِنْهُمَا. أَلْقَيْتُهُ
فِي
النَّارِ)).
في الزوائد:
رجاله ثقات: إلا
أن عطاء بْنُ
السائب اختلط.
والمحاربيّ، هل
روى عنه قبل
الاختلاط أو
بعده؟
İbn-i Abbas
(r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: Allah Sübhanehu buyuruyor ki: Kibriya, benim
rıdâımdır. Azamet de benim izarımdır. (yâni bana mahsus sıfatlarımdır). Kim bu
iki sıfattan birisinde (bile) benimle nidâlaşırsa (yâni bu sıfatları kısmen de
olsa takınmaya kalkışırsa) o kimseyi ateşe atarım.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun ravileri sika (güvenilir zatlar)dır. Fakat şu var ki,
ravi Ata bin es-Saib'in hafızası son zamanlarında bozulmuştu. Rl\visi
el•Muharibi. ondan bu halinden önce mi, sonra mı rivayet etti bilmiyoruz.
AÇIKLAMA 4179’DA