DEVAM: 16- KİBİRDEN
UZAK DtJRMAK VE TEVAZU BABI
حدّثنا
أَحْمَدُ
بْنُ سَعِيدٍ.
حدّثنا عَلِيُّ
بْنُ
الْحُسَيْنٍ
بْنِ وَاقِدٍ.
حدّثنا أَبِي
عَنْ مَطْرٍ،
عَنْ
قَتَادَةَ،
عَنْ مُطَرِّفٍ،
عَنْ عِيَاضِ
بْنِ
حَمَارٍ،
عَنْ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم أَنَّهُ
خَطَبَهُمْ
فَقَالَ: ((إِنَّ
اللهَ عَزَّ
وَجَلَّ
أَوْحَى إِلَيَّ:
أَنْ
تَوَاضَعُوا
حَتَّى لاَ
يَفْخَرَ
أَحَدٌ عَلَى
أَحَدٍ)).
İyâd bin Himar
(r. a.)'den rivayet edildiğine göre : Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara
bir konuşma yaparak şöyle buyurmuştur: Allah (Azze ve Celle): Birbirinize karşı
alçak gönüllülük ediniz ki hiç kimse hiç kimseye üstünlük taslamasın, diye bana
vahiy etti.
AÇIKLAMA: Enes (r.a.)'ın 4178 nolu hadisini Tirmizi de rivayet ederek ravi Müslim
el-A'ver'ın zayıf sayıldığını bildirmiştir.
Hadiste sözü
edilen Kurayza savaşı hicretin 5.yılı, Nadir savaşı 4. yılı ve Hayber savaşı
7.yılı vuku bulmuştur. Bu savaş müslümanlarla yahudiler arasında meydana
gelmiştir. Savaş nedenleri, safhaları ve sonuçları hakkındaki bilgi için siyer
kitabIarına bakılmalıdır. Şunu belirtmekle yetineyim: Bu savaşlarda zafer
müslümanların oldu.
HADİSTEN ÇIKAN
HÜKÜMLER :
Hastayı ziyaret
etmek, cenazeye gitmek, davete icabet etmek ve merkebe binmek sünnettir,
bunların hepsi tevazuun birer güzel örnekleridir.
Bir noktayı
açıklıyayım: Bilindiği gibi köle olan bir kimse, mülkiyet ve mal edinme hak ve
yetkisine sahip değildir. Bütün kazancı sahibine aittir. Bu itibarla sahibinin
izni olmaksızın ne kazancından ne de sahibinin malından kimseye bir ikramda
bulunamaz, yediremez, içiremez. Fakat sahibi kendisine izin verdiği takdirde
izin çerçevesi içinde tasarrufta bulunur. Bu nedenle Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in
davetine icabet ettiği köle yetkili ve mezun olan köledir. Yani sahibi
kendisine bu davet için izin vermiştir. Sindi böyle yorum yapmıştır.
İyaz bin Himar
(r.a.)'ın hadisini Ebu Davud, Edeb kitabında Tevazu hakkında açtığı bir babta
rivayet etmiştir. Bu hadiste geçen Fahr kelimesi, azamet ve kibir iddiasında
bulunmak .. demektir.