DEVAM: 20- AMEL (YANi
İBADET İŞiN)E ENDİŞE İLE TİTİZLİK GÖSTERMEK BABI
حدّثنا
عَبْدُ اللهِ
بْنُ عَامِرِ
بْنِ زُرَارَةَ،
وَإسْمَاعِيلُ
بْنُ موُسى؛
قَالاَ:
حدّثنا
شَريكُ بْنُ
عَبْدِ اللهِ
عَنِ الأعْمَشِ،
عَنْ أَبِي
صالِحٍ، عَنْ
أَبِي هُرَيْرَة؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم: ((قَارِبُوا
وَسَدِّدُوا.
فَإِنَّهُ لَيْسَ
أَحَدٌ
مِنْكُمْ
بِمُنْجِيهِ
عَمَلُهُ)).
قَلُوا: وَلاَ
أَنْتَ؟ يَا
رَسُولَ اللهِ!
قَالَ ((وَلاَ
أَنَا. إِلاَّ
أَنْ يَتَغَمَّدَنِي
اللهُ
بِرَحْمَةٍ
مِنْهُ وَفَضْلٍ)).
في الزوائد:
هذا إسناد
حسن. وشريك
مختلف فيه.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
(Ey Mu'minler!) Amel ve ibadetlerinizde itidal ile hareket edip ifrad'dan (yâni
ibâdette aşırı gitmekten) kaçınınız. Çünkü hiç birinizi (güzel) ibâdeti - işi
kurtarıcı değildir, buyurdu. Sahabîler: Seni de mi kurtaramaz? Yâ Resûlallah,
diye sordular. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Evet, beni de
Allah'ın rahmet ve fazlı bürümedikçe yalnız ibâdetim kurtarıcı değildir,
buyurdu.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bu hasen bir seneddir. Râvi Şerik hakkında ihtilâf vardır.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin benzerini Buhari, Rıkak kitabında
"EI-Kasd Ve'l-Müdavemetu Ale'I-Amel" babında rivayet etmiştir.
Hadisin; '
قَارِبُوا
وَسَدِّدُوا '
fiilleri ile kasdedilen mana: İyi amel ve ibadetlerde ifrata kaçmayınız, aşırı
gitmeyiniz, mutedil ve orta yolu bulup ona yaklaşınız.
İbni Hacer
şöyle demiştir: "Karibu" cümlesinin manası: ifrata kaçıp da ibadet
uğrunda kendinizi aşırı derecede zorlamayınız. Çünkü böyle yaparsanız
yorulursunuz, ibadetten soğursunuz ve neticede ibadette gevşeklik yapıp bu kere
tefrit, yani kusur edersiniz. Hadisteki "Seddidu" cümlesi de: Doğru
yolu, yani ihlas ve benzeri İslami prensipler yolunu izleyiniz.
Sindi de:
"Karibu" cümlesi: Mutedil, yani orta yola yaklaşınız. İfrAt ve
tefritin ortası olan itidallı hareket etmeye bakınız, anlamında kullanılmıştır.
"Seddidu" cümlesi de: Orta yol üzerinde dosdoğru durunuz, ifrat veya
tefrit tarafına sapmayınız, manasını ifade eder. Bu iki cümle ile kasdedilen
mana şudur: Amel ve ibadette ifrata kaçmayınız, diye bilgi verir.
Şu noktayı
belirteyim: Amel ve ibadette mutedil davranma ve orta yol dediğimiz şey,
Allah'ın Resulünün izlediği yoldur. İfrat ve te!rit yolu da O'nun yoluna ters
düşen yollardır. Daha açık bir ifAde ile şunu söylemek isterim: Allah'ın farz,
vacib veya sünnet kıldığı ibadetleri gereği gibi yapmak, İslam'ın helal kıldığı
şeyleri helal kabul etmek, haramları haram kabul etmek itidalli hareket
yoludur. İşte orta yol da budur. Bunun aksine helal olan bir şeyi kişinin kendi
nefsine haram etmesi, farz veya vacib bir ibadeti zaman zaman ihmal etmek gibi
hareketler de bu yola ters düşer.