DEVAM: 25- KİŞİYİ İYİ
HASLET VE GÜZEL SIFATLARIYLA ANMAK BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ بَشَّار.
حدّثنا أَبُو
دَاوُدَ.
حدّثنا
سَعِيدُ بْنُ
سِنَانٍ، أَبُو
الشَّيْبَانِيُّ،
عَنْ حَبِيبِ
بْنِ أَبِي
ثَابِتٍ،
عَنْ
صَالِحٍ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَجُلٌ: يَا
رَسُولَ
اللهِ! إِنِّي
أَعْمَلُ
الْعَمَلَ،
فَيُطّ!لَعُ
عَلَيْهِ،
فَيُعْجِبُنِي؟
قَالَ: ((لَكَ
أَجْرَانِ:
أَجْرُ
السِّرِّ وَأَجْرُ
الْعَلاَنِيَةِ)).
Ebu Hureyre
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir adam: Yâ Resûlallah! Ben (hayırlı) bir iş
yapanın. Sonra (o işi yaptığını) duyulur. Ben de duyulmasından hoşlanırım (yani
bu duruma ne buyurulur)? dedi. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
Senin İçin iki sevab vardır: Gizli yapmak sevabı ve açıktan yapma sevabı,
buyurdu.
AÇIKLAMA: Bu hadisin başkaca kim tarafından rivayet edildiğine bakılmalıdır. Bu
hadis, yapılan hayırlı bir şeyin başkası tarafından duyulması ve hayır
sahibinin bundan hoşlanmasının sakıncalı olmadığına delalet eder. Hatta. hayır
sahibinin teşvik ve gayreti olmaksızın başkası tarafından duyulması hayır
sahibi için ikinci bir sevab vesilesidir. Çünkü başkası için örnek olma durumu
vardır.
Bilindiği gibi
gizli ve aşikar her türlü hayrın Allah katında makbulolması için ihlas, yani
sırf Allah rızası için yapılmış olması şarttır. Bu ihlas zedelenmedikten sonra
hayrın aşikar yapılmasında bir sakınca yoktur. Bilakis başkasının hayra teşviki
açısından sevab olur.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'e soru soran zat, ihlaslı olarak yaptığı işin başkası tarafından
duyulmasının o gibi hayra teşvik vesilesi olacağını umduğu için hoşlanmıştır.
Yoksa bir takdir veya şöhret gibi dünyalık bir gaye için değildir. Bu
sebepledir ki hem gizli hayır yapma hem de aşikar hayır yapma sevabını kazanmış
olur.