DEVAM: 27- EMEL (YANİ
UZUN ÖMÜR VE BOL MAL GİBİ NEFSİN HOŞLANDlĞI ŞEYLERİ UMMAK) VE ECEL BABI
حدّثنا
أَبُو
مَرْوَانَ
الْعُثَمَانِيُّ
. حدّثنا
عَبْدُ
الَعَزَيزِ
بْنُ أَبِي
حَازِمٍ عَنِ
الْعَلاءِ بْنِ
عَبْدِ
الرَّحْمنِ،
عَنْ أَبِيهِ
، عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
أَنَّ رَسُول
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم قَالَ :
((لَوْ
أَنَّ
لاِبْنِ
آدَمَ وَادِ
بَيْنِ مِنْ
مَالٍ،
لأَحَبَّ
أَنْ يَكُونَ
مَعَهُمَا
ثَالِثٌ.
وَلاَ
يَمْلأُ
نَفْسَهُ إِلاَّ
التُّرَابُ.
وَيَتُوبُ اللهُ
عَلَى مَنْ
تَابَ)).
في الزوائد:
إسناد طريق
ابن ماجة
صحيح. رجاله ثقات.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: Adem oğlunun iki dere dolusu mal'ı olsa bunlarla
beraber bir üçüncüsünü ister. Âdemoğiunun (ihtiraslı) nefsini topraktan başka
hiçbir şey dolduramaz. Allah tevbe edenin tevbesini kabul eder.'*
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: İbni Mace'nin bu hadisinin senedi sahih Olup ravileri
güvenilir zatlardır.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin benzerini Buhari. Müslim, Tirmizi ve
Ahmed, Enes (r.a.)'den rivayet etmişler.
Hadisin
"Ademoğlunun nefsini topraktan başka hiç bir şey dolduramaz"
cümlesinden maksad şudur: İnsanoğlu ölüp de karnı mezar toprağıyla doluncaya
kadar dünya malına ihtirası devam eder. Bu hüküm insanların çoğunlUğU
itibariyledir. Aşırı ihtirastan uzak duran takva sahibi mu'minler de vardır.
Hadisin
"Allah tevbe edenin tevbesini kabul eder" cümlesi şöyle
yorumlanmıştır: Yani Allah diğer kullarının tevbelerini kabul buyurduğu gibi
ihtiraslı olan kimsenin de tevbesini kabul eder... Hadisin bu cümlesi dünya
malına aşırı ihtirasın kötü bir hastalık olduğuna ve ihtirastan dönüş yapan bir
kimseye: Tevbe etti, denilebildiğini işaret eder.
Cümledeki Tevbe
sözcüğü lügat manasında kullanılmış olabilir ki dönüş yapmak demektir. Bu
takdirde cümlenin manası şöyle olur: Allah dünya malına ihtirastan dönüş
yapanın dönüşünü kabul eder.
Tıybi ise bu
hadisin şöyle de yorumlanmasının mümkün olduğunu söylemiştir: Dünya malını
sevmek, elde etmeye gayret göstermek ve ondan doymamak huyu, insanların
yaratılışında bulunan bir haslettir. Ancak Allah'ın koruyup muvaffak kıldığı
kimseler bu huyu giderirler. Bu nevi kimselerin sayısı ise azdır. İnsanoğlunun
sözkonusu ihtiras huyunun fena bir şey ve günah gibi olup giderilmesinin mümkün
olduğuna işaret edilmek üzere hadiste tevbe kelimesi kullanılmıştır.