SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZÜHD

<< 4307 >>

37- ŞEFAAT HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثنا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم:

 ((لِكُلِّ نَبِيٍّ دَعْوَةٌ مُسْتَجَابَةٌ. فَتَعَجَّلَ كُلُّ نَبِيٍّ دَعْوَتَهُ. وَإِنِّي اخْتَبَأْتُ دَعْوَتِي شَفَاعَةً لأُمَّتِي. فَهِيَ نَائِلَةٌ مَنْ مَاتَ مِنْهُمْ لاَيُشْرِكُ بِاللهِ شَيْئاً)).

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Her Nebi'in kabul edilen bir duası olur ve her Nebi bu duasını acele etti (yani dünyada etti). Fakat ben duamı ümmetime şefaat için sakladım. Bu sakladığım dua ümmetimden olup da Allah'a hiç bir şey'i ortak koşmadan ölen herkes'e nasip olur.

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi Buhari, "Daavat" kitabında, Müslim de İman kitabının 86. babında rivayet etmişlerdir. Buhari ile Müslim bunun bir benzerini de Enes (r.a.)'den rivayet. etmişler.

 

AÇIKLAMA:    Nevevi, Müslim'in şerhinde bu hadis ile benzeri hadislerin izahını yaparken bu konudaki diğer bazı rivayetleri de aldıktan sonra özetle şu bilgiyi verir: Konuya ilişkin bu hadisler birbirini açıklar durumda olup manası şöyledir: Her Nebiin kabul olunması kesin olan bir duası vardır ve her Nebi kesinlikle kabulolunan duasının hangisi olduğunu bilir. Nebilerin diğer dualarının kabulolunması yüzde yüz kesin değildir, ama kabul olunmasını kuvvetle umarlar. Dualarının bazısı kabulolunur, bazısı kabul olunmaz.

 

Kadı iyaz: Bu hadisten kastedilen mananın şöyle olması muhtemeldir, demiştir: Yani her Nebiin kendi ümmeti ile ilgili olup kesinlikle kabulolunan bir duası vardır. ,.

 

Bu hadis Nebi (s.a.v.)'in ümmeti hakkında nasıl bir şefkat ve merhamet beslediğini, ebedi mutlulukları için nasıl düşündüğünü gösterir. O, yüzde yüz kabulolunan duasını ümmetinin en çok muhtaç olduğu, sıkıntılı ahiret gününe ertelemiştir.

 

Bu hadis, Allah'a ortak koşmaksızın, yani iman üzerine ölenlerin cehennemde ebedi kalmıyacaklarına ve her müslümanın Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in şefaatından nasibini alacağına delalet eder.

 

Sindi de: Yani her Nebiin, ümmetinin tümünün helak olması veya kurtuluşa kavuşması hakkında ettiği umumi bir duası kabulolunmuştur, Nebilerin diğer duaları genellikle yine kabul olunmakla beraber kabulolunması yüzde yüz kesin değildi. Çünkü bazan kabul olunmazdı. Bu hadis, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in şefaatmın bütün ümmetini kapladığına, büyük günahlar işlemek süretiyle cehenneme müstehak olan günahkar mu'minlerin de bu şefaattan yararlanacaklarına delalet eder ve O'nun şefaatının, sadece cennetlik olan mu'minlerin derecelerinın yükselmesi için olduğunu savunan sapık mezheb mensuplarının görüşünü reddeder. Bu sapık görüş sahiplerine göre büyük günahlar işleyen mu'minler için şefaat yoktur ve onlar cehennemde ebedi kalırlar, diye bilgi verir. Bu hususa 4310. hadisin izahında de değinilecektir.

 

Nebilerin kabulolunmuş dualarına örnek olmak üzere şunları söylemekle yetinelim; Adem (a.s.)'ın tevbe duası, Nuh (a.s.)'ın kendi kavminin helak olması yolundaki duası, Musa (a.s.)'ın Fir'avun ve kavminin mahvolmasına dair duası, İsa (a.s.)'ın maide, yani İsrail oğulları için gökten yemek sofrasının indirilmesi hakkında ettiği dua, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bizler için sakladığı makbul duasını da Allah'ın izniyle ahiret günü şefaat yoluyla alacağız ve O Habib-i A'zam'ın duası bereketiyle Allah biz acizlerin günahlarını bağışlayıp cennetinde cemalıyla müşerref kılacaktır.