DEVAM: 20- KUR'A İLE
HÜKÜM VERMEK BABI
حدّثنا
جَمِيلُ بْنُ
الحَسَنِ
العَتَكِيُّ.
ثنا عَبْد
الأعْلَى. ثنا
سَعِيدٌ،
عَنْ قَتَادَةَ،
عَنْ
خِلاَسٍ،
عَنْ أَبِي
رَافِعٍ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ ؛
أَنَّ
رَجُلَيْنِ
تَدَارَءَا
فِي بَيْعٍ.
لَيْسَ لِوَاحِدٍ
مِنْهُمَا
بَيِّنَةٌ.
فَأَمَرَهُمَا
رَسُولُ
اللَهِ أَنْ
يَسْتَهِمَا
عَلَى
اليَمِينِ.
أَحَبَّا
ذلِكَ أَمْ
كَرِهَا.
Ebû Hureyre
(r.a.)'den: Şöyle demiştir: İki adam bir malın satışı hakkında nidâlaştılar (Yâni
birisi mal benimdir, dedi. Diğeri de hayır benimdir, dedi). Hiç birisinin
şâhidleri de yoktu. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),
onlara, yemin etmeye gönüllü olsunlar veya olmasınlar yemin etmek üzere
aralarında kur'a çekmelerini emretti.
Diğer tahric:
Bu hadisi Ebu Davud ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Bu hadis biraz kısa olarak 2329 numarada da geçti. Hadisin izahı orada
yapıldı. Burada bulunup da orada bulunmayan; ''Yemin etmeye gönüllü olsunlar
veya olmasınıar'' ifadesini biraz açıklamakla yetinelim: el-Hafız, el-Fetih'te:
Hattabi ve başkası demiş ki: Bu ifadede bulunan ikrah kelimesinden ikrahın
hakiki manası olan zorlama kasdedilmemiştir. Çünkü insan, yemin etmeye
zorlanmaz. Bunun manası şudur: Yemin etme işi iki kişiye düşüp ikisi de yemin
etmeyi kabullenseler, kalben yemin etmeye tarafdar olsunlar veya olmasınıar,
yemin etmek için kur'a çekerler. Kur'a kime isabet etse o yemin eder ve hak
onun olur. İşte bunların yemin etmeye kalben tarafdar olmalarına İstihbab ve kalben
tarafdar olmamalarına İkrah denilir. Her ikisi de yemin etmeyi kabullendiği ve
birisi, ben yemin edeceğim derken diğeri de ben yemin edeceğim, diye niza ve
münakaşaya düşerlerse, bunun halli için aralarında kur'a çekilir. Kur'ayı
kazanan yemin eder, demiştir.
Bu hadis'te
bazı meselelerin hükme bağlanması için kur'a usulüne baş vurulmasının
meşruluğuna delalet eder .