İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih |
|
HİCRETİN ALTMIŞ İKİNCİ
YILI OLAYLARI (M. 681-682)
ŞAM'A GİDEN MEDİNE
HEYETİ
HİCRİ
62.YIL
Velid
Hicaz Valisi olunca İbn ez-Zübeyr' i gafil avlamak için yollar aramağa başladı,
ancak onun sürekli olarak uyanık bulunduğunu ve koruma altında olduğunu
görüyordu. Diğer taraftan Hz. Hüseyin öldürülünce Necde bin Amir en-Nehai
Yemame'de, İbn ez-Zübeyr de Hicaz'da ayaklandı. Bu ayaklanmaların devam ettiği
süre içerisinde Velid Arafat'ta beklemeyip taraftarları ile birlikte dönüyor,
öte yandan İbn ez-Zübeyr ve Necde ile taraftarları ise vakfelerine devam
ediyorlar, daha sonra ve onlardan ayrı olarak dönüyorlardı. Necde, İbn
ez-Zübeyr'le karşılaştığı zaman O'nu çok övüyor ve saygıda bulunuyordu. Öyle ki
çoğu kimse O'nun İbn ez-Zübeyr'e bey'at edivereceğini sanmağa başlamışlardı.
Daha sonra İbn ez-Zübeyr, Velid'e bir oyun oynayarak Yezid'e şöyle bir mektup
yazdı: "Sen bize ahmak bir adam göndermiş bulunuyorsun. Doğru dürüst bir
şey yapamıyor, hikmetle öğüt veren bir kimsenin öğüdünü kavrayamıyor. Şayet
yumuşak huylu birisini gönderecek olursan şimdiye kadar zor görülen işlerin
kolaylaşacağını ve dağılmış olanların da toplanıp bir araya geleceklerini
umuyorum."
Bunun
üzerine Yezid Velid'i görevden alarak yerine Osman bin Muhammed bin Ebi
Süfyan'ı vali tayin etti. Osman oldukça genç, rahatlıkla aldatılabilen,
tecrübesiz ve gençliği ölçüsünde toy bir kişi idi. O bakımdan ne işleri yürütüp
otoritesini kullanabiliyor, ne de bunların gereği olan şeyleri yerine
getirebiliyordu. Aralarında ''Gasilul-Melaike'' diye bilinen Hanzala'nın oğlu
Abdullah'ın, Mahzumlu Abdullah bin Ebi Amr bin Hafs bin Muğire'nin, Münzir bin
ez-Zübeyr'in ve Medine halkı eşrafından pek çok kimsenin bulunduğu bir heyeti
Şam'a gönderdi. Bunlar Yezid'in yanına vardılar. Yezid onlara oldukça ikram ve
ihsanda bulundu, onlara hediyeler verdi. Şerefli, faziletli, adil ve efendi bir
şahsiyet olan Abdullah bin Hanzala'ya yüz bin dirhem verdi. Beraberinde sekiz
oğlu da vardı. Onların her birisine de onar bin dirhem verdi.
Bunlar
geri dönüp Medine'ye vardılar, ancak Münzir bin ez-Zübeyr Irak'da İbn Ziyad'ın
yanına gittiğinden geri dönmemişti. Yezid O'na da yüz bin dirhem hediye takdim
etmişti. Bu heyet Medine'ye geri gelince Medineliler arasında herkesin gözü
önünde Yezid'e hakaret ederek ayıplarını sayıp dökmeğe başladılar ve şöyle
demeğe koyuldular: "Bizler hiç bir dindarlığı olmayan bir adamın yanından
geldik. Bu adam şarap içiyor, tambur çalıyor, huzurunda cariyeler şarkı
söylüyor, köpeklerle oynaşıyor, geceleyin hırsızlarla sohbet ediyor. Şahitlik
ediniz ki bizler bey'atimizi geri almış ve O'nu azletmiş bulunuyoruz. "
Daha
sonra ''el-Gasil'' diye bilinen Hanzala'nın oğlu Abdullah ayağa kalkıp şunları
söyledi: "Öyle bir adamın yanından geliyorum ki, şu çocuklarımın dışında
hiç kimseyi bulamayacak olsam bile, onları yanıma alır, O'nunla cihat ederdim.
O bana hediyeler verdi ve ikramda bulundu. O'nun hediyelerini ancak bana,
gerekli ve yetecek kadarıyla kabul ettim." Bunun üzerine herkes Yezid'e
olan bey'atini bozarak Abdullah bin Hanzala'ya Yezid'i görevden almak üzere
bey'at ettiler ve Abdullah'ı başlarına geçirdiler.
Münzir
bin ez-Zübeyr'e gelince; O İbn Ziyad'ın yanına gitmiş, İbn Ziyad da O'na ihsan
ve ikramda bulunmuştu. Münzir, Ziyad'ın yakın arkadaşı idi. Bu arada İbn
Ziyad'a Yezid'in mektubu gelmişti. Mektupta Medine'nin durumunu öğrenir
öğrenmez Münzir'i hapsetmesini emrediyordu. Ancak İbn Ziyad Münzir'in hem
misafiri, hem de babasının arkadaşı olması dolayısıyla bunu hoş görmedi. O'nu
çağırarak kendisine gelen mektubu haber verdi ve şunları söyledi: "Herkes
benim huzurumda toplanınca sen ayağa kalk ve bana şunları söyle:
"Yurduma
geri dönmek için bana izin ver." Ben sana: "Hayır yanımda kalmaya
devam et, sana ihsan ve ikramda bulunacağım." diyecek olsam bile, sen:
"Mutlaka
gitmem gerekiyor, görmem gereken bazı işlerim var." de. O takdirde sana
izin veririm, sen de gider ailenin yanına varırsın."
Halk
İbn Ziyad'ın huzurunda toplanınca Münzir O'nun söylediklerini yaptı, İbn Ziyad
da gitmesi için izin verdi. Münzir böylece Medine'ye vardı ve Yezid'e karşı
insanları kışkırtan kimselerden oldu. Şöyle derdi: "O bana yüz bin dirhem
hediye verdi, ancak O'nun bana yaptığı bu iyilik, benim sizlere durumunu
anlatmamı engellemez. Allah'a yemin ederim, O şarap içiyor ve namaz kılamayacak
hale gelinceye kadar sarhoş oluyor." Daha sonra da diğer arkadaşlarının
O'nu ayıpladığı ve kusurlarını sayıp döktüğü şekilde, hatta daha da şiddetli
bir tonda ayıplayıp yermeğe başladı.
Bunun
üzerine Yezid ensardan olan Nu'man bin Beşir'i Medine'ye göndermek üzere
çağırıp şunları söyledi: "Medine'de bulunanların büyük çoğunluğu senin
kavmindendir. Hiçbir şeyonları istediklerinden alıkoyamaz, ancak gerçek şu ki
eğer onlar baş kaldırmayacak olurlarsa insanlardan hiçbir kimse bana muhalefet
etmeğe cesaret edemeyecektir. "
Bu
sözler üzerine Nu'man kalkıp kavminin yanına geldi, onlara itaat etmelerini
emredip karışıklıkların baş göstermesi ile korkutup şöyle dedi: "Sizler
hiç bir zaman Şamlılara karşı koyamazsınız." Buna karşılık Abdullah bin
Muti' el-Adevı şunları söyledi: "Ya Nu'man! Allah'ın düzelttiği işimizi
bozmağa, birliğimizi dağıtmağa seni iten sebep nedir?" Nu'man şöyle cevap
verdi:
"Allah'a
yemin ederim, etrafını topluluklar saracak ve atlılar dört bir yanını alıp
herkesin, tepesine ve hanımlarına kılıçlarla vurulacak, ölüm her iki taraf
arasında da kol gezecek olsa, bana öyle geliyor ki sen katırına binip Mekke'ye
doğru kaçarsın ve bu zavallıları (ensarı) yollarda, mescitlerde ve evlerinin
kapıları önünde öldürülür halde bırakıp gidersin." Fakat kimse dediğini
dinlemedi, o da çekip gitti ve durum O'nun dediği gibi oldu.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
UKBE BİN NAFİ'İN
İKİNCİ DEFA AFRİKA VALİLİĞİ'NE GETİRİLMESİ, AFRİKA'DAKİ FETİHLERİ VE
ÖLDÜRÜLMESİ
BU YILIN DİĞER OLAYLARI:
UKBE BİN NAFİ'İN
İKİNCİ DEFA AFRİKA VALİLİĞİ'NE GETİRİLMESİ, AFRİKA'DAKİ FETİHLERİ VE
ÖLDÜRÜLMESİ
BERBERİ KÜSEYLE
BİN KEMREM'İN UKBE'YE KARŞI İSYAN ETMESİ
ZÜHEYR BİN KAYS
EL-BELEVİ'NİN AFRİKA VALİLİĞİ, O'NUN VE KÜSEYLE'NİN ÖLDÜRÜLMESİ